Yaşlanmayı durdurabilir miyiz?

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, cevabı asırlardır aranan "Yaşlanmayı durdurabilir miyiz?" soruna ilişkin, "Evet insan ömrünü uzatabilmemiz mümkün ama ölümsüzlüğe çare yok" dedi.

SAĞLIK 29.08.2021, 20:33
Yaşlanmayı durdurabilir miyiz?


Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, yaşlanmanın durdurulup, durdurulamayacağı ile insanların en merak ettiği konunun üzerine açıklamalarda bulundu. Dr. Yavuz, "Ölüme çare bulmak ya da bir ölümsüzlük iksiri tüm zamanların en çok aranılan ve merak edilen konusu olmuştur. İnsanlar çağlar boyunca, kimi büyücülerden, kimi kahinlerden, kimi de simyacılardan ölüme çare bulmak için uğraşıp durmuşlardır. Eski Hint destanı 'Mahabharata' insan ömrünü binlerce yıl uzatabilen bir bitki özünden bahseder. Ancak bu bitkinin nasıl bir şey olduğu konusunda bilgi yok. Eski Yunan kaynakları ihtiyarlığı gençliğe çeviren bir hayat ağacı meyvesinden bahsediyor. Rus destanlarında ise kaynağı Buyan Adası'nda bulunan 'canlı su'dan sık sık bahsedilmektedir. Antik doğunun en önemli eseri olan Gılgamış Destanı, ölümsüzlüğü arayan hikayelerle doludur. Böyle efsanelere konu olan birçok 'Uzun yaşam öyküsü' araştırma konusu olmuş ve kitaplara bile geçmiştir. Ancak yine de bu konu büyük oranda gizemini korumaktadır. Örneğin Nuh aleyhisselamın nasıl 950 sene yaşadığını bilmiyoruz. Evet insan ömrünü uzatabilmemiz mümkün ama ölümsüzlüğe çare yok. Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın bir gün mutlaka hayat sona erecektir. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim’de 'Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır' buyuruyor. O halde ölümden kaçış yok" dedi.

"Vücut ısısını düşürerek insan ömrünün 200 yıla kadar uzatılabileceğini iddia edenler var"
Dünyanın birçok yerinde bazı bilim insanlarının laboratuvarlarda uzun ve sağlıklı yaşamanın yollarını aradığını ifade eden Dr. Dr. Mehmet Yavuz, "Tabii ki uzun yaşama konusunda dünyanın her yerinde farklı farklı girişimler, metotlar ve iddialar var. Bazı laboratuvarlar da bilimsel olarak uzun ve sağlıklı yaşamanın yollarını arıyor. Örneğin vücut ısısını düşürerek; mesela 37'den 35'e indirerek yani bir hipotermi oluşturarak bu 2 derecelik düşüşle insan ömrünün 200 yıla kadar uzayabileceğini iddia edenler var. Hatta eğer hipotalamustaki ısı regulasyonuna müdahale edilerek beden ısısı 32 dereceye düşürülürse 700 yıla kadar bir yaşam süresi hesap ediliyor. Burada amaç metabolizmayı yavaşlatarak zamanı da yavaşlatmak ama metabolizmanın yavaşlaması belki ömrü uzatabilir, ama bunun da farklı boyutta yan etkileri olacağı da muhakkak. Bir diğer teori de timozin hormonu takviyeleri ile hayatın uzatılması. Normalde bağışıklık sisteminin dinamosu olan timozin takviyesinin uzun vadede nelere sebebiyet vereceğini henüz bilmiyoruz. Belki de birçok oto-immun hastalık tetiklenebilecek. Bir diğer gençleşme girişimi ise 'kalori sınırlaması'. Artık günde üç öğün yemenin gereksiz ve zararlı olduğunu söyleyenler gittikçe çoğalmakta. Bunun yerine günde tek öğünü savunanlar da bir hayli fazla. Fakat son zamanlarda aynı bizim oruç ibadetimize benzer şekilde 'günün 6 saatinde tokluk geri kalan 18 saatinde açlık' yöntemini benimseyenleri görmekteyiz. 'Intermittent fasting (aralıklı açlık diyeti)' denilen bu diyet uygulaması ile hem kilo verme hem de uzun yaşama hedeflenmektedir. Bu teknikte sabah kahvaltısı kaldırılıyor ve öğlen yemeği ile akşam yemeği arası 6 saatten fazla olmaması gerekiyor. Diğer zamanlarda ise kişi sadece su gibi şekersiz sıvı gıdalar alabiliyor. Ancak ABD yaşlanma enstitüsündeki araştırmacılar farklı bir görüş ortaya koyuyor. Bunlara göre kalori sınırlaması, yaşlanma ile ortaya çıkan hastalıkları geciktiriyor ama ömrü uzatmıyor. Bu ekibe göre kalori sınırlamasının bazı faydaları olmakla birlikte yaşlanma süreci; genetik, beslenme, çevre faktörleri ve stres oluşumları ile karmaşık bir etkileşim içerisinde" diye konuştu.

"İmparator Xuanzong iksiri içtikten iki ay sonra ölmüştür"
Günümüzde tüm bu iddialara her gün yenilerinin eklendiğini vurgulayan Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elbette ki tüm bu iddialara her gün yenileri ekleniyor ama henüz ortada elle tutulur, gözle görülür bir şey yok. Her şeye rağmen ölümsüzlüğe simyacılar kadar meraklı başka bir meslek olmamıştır. Simyacıların tarih boyunca iki büyük amaçları olmuştur. Birincisi basit madenleri altına çeviren formülü keşfetmek ikincisi ise ölümsüzlük iksirini bulmak. Ancak yine de ölümsüzlüğe Çin imparatorları kadar hiç kimse hevesli olmamıştır. Ancak ne hazindir ki; ölümsüzlüğe erişmek için simyacılar tarafından farklı farklı hazırlanan iksirler onların ömürlerini uzatmada muvaffakiyet gösterememiştir. Hatta 8. yüzyılda hüküm süren İmparator Xuanzong iki sene boyunca emek ve çaba ile dünyanın her tarafından getirtilen özel maddelerden oluşan iksiri içtikten bir ay sonra ölmüştür. Aslında yaşamı uzatmada hatta kanser dahil birçok hastalıkların tedavisinde öne sürülen fantastik bir hikaye daha var; 'Manna'. İlk defa antik Mısır'da firavunlar tarafından kullanılan manna sadece ömrü uzatmakta kalmıyor aynı zamanda kanser dahil birçok hastalığı da tedavi ettiği öne sürüyordu. İddia şu ki; mannanın gizemli formülünü bilen var mı, yok mu? Kesin bir malumat yok. Yalnız bazı iddialara göre dünyada halen birilerinde manna var ve belki de milyon dolarlara sadece çok özel kişilere satılıyor. Manna, altın elementinin elektriğinde dahil olduğu bazı karmaşık kimyasal işlemlerden geçirilip elde edilen beyaz bir tozdur. Bir iddiaya göre de 'Manna' yüksek devirli altın ve platin grubu metallerden oluşan özel bir karışımdır. Ve bilinen en iletken maddedir. Bu özelliği ile zihinsel gücü olağanüstü kapasitelere çıkarabilme, üçüncü gözü maksimum faaliyete geçirerek sezgi ve görüde yüksek aşamalara geçebilme hususiyetleri de var. Dolayısıyla lider kişilerin de en çok ihtiyaç duydukları ve aradıkları bir madde. Bütün bu araştırmalardan sonra akla şu soru geliyor; Niçin günden güne yaşlanıyoruz, buna sebep nedir? Eğer sebebi bulursak yaşlanmayı da yavaşlatabilir miyiz?”

"Böylece ölüme kadar sürekli yaşlanan hücreler üretilir"
Dr. Yavuz, yaşlanmaya sebep olan asıl olayın hücrelerdeki metabolizma faaliyetleri esnasında ortaya çıkan serbest radikaller olduğunu ifade ederek, "Serbest radikaller (artık moleküller), alınan gıdalar hücre içinde oksijenle yanarak enerjiye dönüşürken oluşurlar ve bazen bunlar da elektron alıp vererek enerji üretimine katkı sağlarlar. Oksijen molekülü enerjiye dönüşme esnasında ya elektron verip eksiklenerek ya da elektron alıp oksitlenerek artık moleküllere dönüşür. Oksit gidericiler (antioksidanlar) tarafından yok edilmeyen, üretim fazlası serbest radikaller (artık moleküller) hem bedenin hem de beynin yaşlanmasına neden olur. Çünkü eksiklenen ya da oksitlenen artık molekül, yeniden çift elektronlu hale geçmek için sürekli hücrelere saldırarak onları harap eder. En önemlisi bundan DNA’da nasibini alır ve giderek artan düzeyde yapısal bozukluğa uğrar. Böylece hücre bölünmesi ile yeni hücre üretilse bile, hücre DNA’sı bir önceki yapısal özellikleri devam ettirir ve asla kendini sıfırlayamaz. Böylece ölüme kadar sürekli yaşlanan hücreler üretilir. Beyin hücrelerinde ise bölünme ile yenilenme olmadığı için, beden hücrelerine göre hasar daha ağır olur. Bunun bir diğer nedeni de beyin hücrelerinin daha fazla oksijen tüketmesi ve dolayısıyla daha çok artık molekülün ortaya çıkmasıdır. İşte eğer biz, ihtiyaç fazlası artık molekülleri oksit gidericilerle (antioksidanlarla) yok etmeyi başarabilirsek, yaşlanmayı da yavaşlatabiliriz. Artık moleküllerin o kadar çok tahripleri olur ki, hücre başına neredeyse günde 10 bin saldırı gerçekleşir. Yani tek bir hücre DNA’sı bile, günde 10 bin artık molekül saldırısı alır. İşte yaşlanmanın, Parkinson, Alzheimer gibi birçok hastalığın asıl sebebi de bu saldırılardır. Vücudumuz aslında boş durmaz. Serbest radikalleri yok etmek için sürekli oksit gidericiler üreterek artık molekülleri yok etmeye çalışır. Dolayısıyla hayatımızın her anında, ölümü temsil eden artık moleküllerle, yaşamı savunan oksit gidericiler arasında bir savaş cereyan eder. Ancak tamamen yok edilemeyen serbest radikaller, her türlü hücresel iletişime zarar verir. Beyin hücreleri de artık moleküllerin saldırıları karşısında giderek harap olur, zayıflar, hacimsel olarak da küçülür. Organizma yıldan yıla yaşlanır ve en sonunda yaşamın sonuna gelinir. Hülasa serbest radikalleri uygun gıda disiplinleri ya da ilaçlar ile ne kadar elemine etmeyi başarabilirsek, beyin ve vücut yaşlanmasını, buna bağlı olarak da ortaya çıkabilecek birçok hastalığı yenmemiz ya da yavaşlatmamız mümkün olabilecektir. Diğer bir deyişle 'eğer enerjiyi yağlanma yerine tamire yönlendirebilirsek' uzun ve sağlıklı yaşamanın da sırrını keşfetmiş olacağız. Kimse nasıl yapılacağını bilmese de hücrelerdeki hasarın birikmesine engel olabilirsek 200-300 sene yaşayan insanlar görebiliriz" açıklamasında bulundu.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En çok hangi sosyal ağ sitelerini kullanıyorsunuz?
Namaz Vakti 04 Mayıs 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 32 50
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 31 42
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 34 62
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 34 60
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Fulham 35 51
10. Brighton 34 51
11. Brentford 34 49
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 34 39
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Mallorca 33 44
10. Osasuna 34 44
11. Real Sociedad 33 42
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Alaves 34 35
17. Girona 33 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 34 16