Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştükten sonra Ankara'da bulunan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu binasında bir basın açıklaması düzenledi.
"Türkiye, aslında yapıcı bir şekilde tekrar ilişki kurmak istediğini gösterdi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdikleri görüşmeyle ilgili açıklamalarda bulunan Leyen, “Türkiye, aslında yapıcı bir şekilde tekrar ilişki kurmak istediğini gösterdi. Bizde Türkiye ile ilişkilerimize ivme katmak için geldik. İki tarafa da fayda sağlayacak iş birliği alanlarını görüştük" ifadelerini kullandı.
"Gümrük Birliğinin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız"
Bugünkü görüşmede dört alanı masaya yatırdıklarını dile getiren Leyen, ekonomik iş birliklerin geliştirilmesi gerektiğini kaydederek, "Türkiye, Gümrük Birliği içinde hayati öneme sahip değerli bir ortak. Ticareti daha da artırabilmek için hiç şüphesiz ki Gümrük Birliğinin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız" dedi.
Türkiye ile AB arasında yapılan Gümrük Birliği Anlaşması’na da değinen Leyen, sadece Gümrük Birliğini güncellemek değil kamu özel sektör iş birliğini de güçlendirmenin yollarını arayacaklarını bildirerek, bunu yaparken odak noktalarının yeşil ve dijital dönüşüm olacağını söyledi. AB’nin, Türkiye’nin bir numaralı ithalat ve ihracat ortağı olduğuna vurgu yapan Leyen, Türkiye’deki Avrupalı şirketlerin önemli bir yatırım kaynağı olduğunu belirtti.
Türkiye ile iş birliğini artırmak istedikleri diğer bir alanın da “üst düzey diyalog” olduğunu anlatan Leyen, bu çerçevede ilk olarak iklim değişimiyle mücadeleyi ele almaları gerektiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmede ele alınan diğer bir konunun da “halklar arası bağlantıyı artırmak” olduğunu söyleyen Leyen, Türkiye’nin önceden bu kapsamdaki AB programlarına katılmasının faydalı olduğunu dile getirdi. Türkiye ve AB arasında 2016 yılında imzalanan mutabakatı hatırlatan Leyen, mutabakatın hala geçerli olduğunu ve olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini bildirerek, bu kapsamda Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerinin altını çizdi.
"Sığınmacılara yönelik AB yardımının devam etmesi gerektiği konusunda kararlıyım"
Sığınmacılara ve onlara ev sahipliği yapan ülkelere destek vermeye devam edeceklerini aktaran Leyen, “Türkiye, 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve bu sınamayla başa çıkıyor. Sığınmacılara yönelik AB yardımının devam etmesi gerektiği konusunda kararlıyım” ifadelerini kaydetti. Görüşmede, “temel özgürlüklere saygı” ve “hukukun üstünlüğü” konularını da değerlendirdiklerini belirten Leyen, AB’nin Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesinden dolayı endişeli olduğunu kaydetti.
"Gelecekte daha iyi ilişkiler inşa etmek istiyoruz"
Görüşmenin samimi bir havada gerçekleştiğini anımsatan Leyen, AB’nin, olumsuz gelişmelere dikkat çekmekten hiçbir zaman imtina etmeyeceğini bildirerek, “Gelecekte daha iyi ilişkiler inşa etmek istiyoruz. Ama yolun başındayız. Gelecek günler, bu yolda birlikte ne kadar ilerleyebileceğimizi gösterecek" dedi. Türkiye'ye, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönmesi konusunda çağrısında bulunduklarını vurgulayan Leyen, küresel anlamda kadın ve çocuklara yönelik şiddetle mücadelede küresel ittifaklara ve müttefiklere ihtiyaçları olduğunu söyledi.
"AB stratejileri, Doğu Akdeniz’de güvenli ve istikrarlı bir ortamı öngörmektedir"
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ise, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğiyle ilgili son derece dostane bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, “Geçtiğimiz ay, AB Konseyindeki toplantıda; AB-Türkiye ilişkilerini ve Doğu Akdeniz’deki durumu değerlendirmiştik. AB stratejileri, Doğu Akdeniz’de güvenli ve istikrarlı bir ortamı öngörmektedir. Buda tabi ki, Türkiye ile AB arasında karşılıklı çıkarlara ve pozitif diyaloğa dayanan bir ilişki anlamına gelmektedir. Türkiye ve Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin başlamış olmasını çok büyük bir mutluluk olarak değerlendiriyoruz” dedi. Kıbrıs ile ilgili olarak AB’nin, çözüm görüşmelerinin tekrar başlamasının önemli olduğuna inandığına dikkat çeken Michel, “Aktif bir gözlemci olarak AB, Birleşmiş Milletler (BM) liderliğindeki süreci destekliyor. Bu kapsamda, birkaç hafta içerisinde gerçekleşecek olan gayri-resmi toplantıyı büyük bir istek ve merakla bekliyoruz. Bu çerçevede, son aylarda pozitif bazı gelişmeler yaşandı, bunların da sürdürülmesi ve geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, AB’nin somut ve pozitif bir gündemini masaya koymaya hazır olduğunu ifade ettiklerini anlatan Michel, ekonomik iş birliği, göç ve halklar arasındaki temaslar ve hareketlilik konularına önem verdiklerini söyleyerek, şunları kaydetti: “Bizim bu konudaki çalışmamız kademeli, orantısal ve geri çevrilebilir bir şekilde devam edecek. Türkiye’nin bu fırsat penceresini değerlendirmesini ümit ediyoruz. AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı ve ekonomik iş birliği gerçekten son derece önemli alanlarda geliştirilecek. AB Konseyi, komisyonun bu konudaki hazırlık çalışmalarını başlatmasını tavsiye ediyor. Bu çerçevede, karşılıklı temas edilebilecek olan bölgesel konular, kamu sağlığı, iklim ve terörizmle mücadele konularında üst düzey diyaloğu sürdüreceğiz. Halklar arasındaki temasın ve hareketliliğinde artırılması için de destek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” Göç ile ilgili olarak, Türkiye’nin 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmış olmasını takdir ettiklerini bildiren Michel, bu çerçevede AB desteğinin devam etmesi gerektiğini önerdiklerini kaydederek, “Komisyon bu çerçevede, kısa bir süre içinde Türkiye, Ürdün ve Lübnan ile ilgili olarak mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerle ilgili olarak önemli bir görüşmeyi de beraberinde getirecek” ifadelerini aktardı.
Hukukun üstünlüğünün, AB’nin son derece önemli temellerinden birisi olduğuna işaret eden Michel, şöyle konuştu:
“Türkiye’de bu anlamdaki son gelişmelerle ilgili endişelerimizi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaştık. Özellikle, ifade özgürlüğü, siyasi partiler ve medyanın hedefe konması konularını değerlendirdik. İnsan haklarının teşvik edilmesi ve aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye’nin çekilmiş olması, AB’de ciddi endişeleri de beraberinde getirdi. Bu sabah, BM temsilcileriyle ve BM kadın teşkilatıyla yaptığım son derece önemli toplantılarda da değerlendirdim. Bu konularla ilgili olarak diyalog, AB-Türkiye ilişkilerinin önemli bir bölümünü oluşturmaya devam edecektir. Yine aynı şekilde bölgesel ve dış politika konularını da değerlendirdik. Tabi ki burada farklı görüşler var. Ancak barış ve istikrarla ilgili olarak yeni bazı fırsatların özellikle Libya’da ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. Geçtiğimiz pazar günü Libya’ya bir ziyarette bulunduk. Biz bu çerçevede, bütün yabancı terörist savaşçıların Libya topraklarından ayrılmasıyla ilgili çağrımızı yineliyoruz. AB’nin, özellikle iş birliğine ve karşılıklı çıkarlara dayanan bir ilişkiyi kurmaya hazır olduğunu ifade etmek istiyoruz. Ama aynı zamanda AB ve AB üyesi devletlerin bu konudaki çıkarlarını ve değerlerini korumaya da devam edeceğiz. Biz bu çerçevede ilerlemeye odaklanan bir gündemle ilgili olarak elimizi uzatıyoruz. Türkiye’nin de bu fırsatı önemli ve sürdürülebilir bir biçimde görmesini bekliyoruz. AB, kendi adına bu çerçevede görüşmelere başlamaya hazır ve haziran ayında gerçekleştirecek olduğumuz zirve toplantısında bu konudaki gelişmeleri ele alacak.”