Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: “FETÖ de PKK da çağımızın en kalleş terör örgütlerinden”

Fahrettin Altun: “Türkiye’ye yapılan haksızlık, tarihe kritik bir not olarak düşecek”

POLİTİKA 06.03.2021, 21:58
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: “FETÖ de PKK da çağımızın en kalleş terör örgütlerinden”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Dijital Dünya Çalıştayı açılışında yaptığı konuşmada, “ Masum insanları kalleşçe öldüren katil örgütlere gösterilen 'engin hoşgörü’ ne yazık ki modern zamanların en can acıtan sorunlarından biridir. Zira terör örgütleri, sadece hedef aldıkları kesim için değil, tüm dünya için tehdittir. ABD ve AB’nin terör listesindeki PKK’nın veya 15 Temmuz’da 251 masum insanı katleden FETÖ’nün elebaşıları, sosyal medya platformlarında serbestçe propaganda yapmaya devam ediyorlar” dedi.
Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından desteklenen Dijital Dünya Çalıştayı'nın açılışı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirilen çalıştaya Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ile iletişim ve medya dünyasından bir çok isim katıldı. Çalıştayda dijital dünya, yeni iletişim teknolojileri, geleneksel medya ve Türkiye’nin tanıtımı, yerel ve ulusal medyanın ülke tanıtımına katkısı, yeni tür yayıncılık, Türkiye’nin tanıtımı, global bilgi ağları, veri güvenliği ve iletişim gibi konular masaya yatırıldı. Programın açılışında Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bir konuşma gerçekleştirdi. Dijitalleşmenin inkar edilemez bir gerçek haline geldiğini vurgulayan Altun, habercilikten yayıncılığa, iş dünyasından özel hayata kadar her alanda hızlı ve geri dönüşsüz bir değişim yaşandığına işaret etti.

"Türkiye'de iletişim altyapısına yapılan yatırımlar önemli rol oynadı”
Fahrettin Altun, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuyla bu dönüşümü çok güçlü şekilde hissettiğini belirterek, “Gençlerimiz her gün en az 3 saatini bilgisayarları veya mobil cihazları marifetiyle internette geçiriyor. Koronavirüs salgını nedeniyle gençlerimiz, çocuklarımız geçtiğimiz yıl derslerini internet ortamında takip etti. Hala da eğitim hatırı sayılır oranda internet ortamında sürdürülüyor " diye konuştu.

“Dijitalleşmenin etkisi en çok medyada hissedildi”
Dijitalleşmeyi ele alırken fırsatlar kadar meydan okumaları da göz önünde bulundurmak gerektiğini belirten Altun, bu sürecin olumsuz etkilerini en çok geleneksel medya mensuplarının hissettiğini dile getirdi. Altun, sosyal medya ve haber sitelerinin gazeteleri, dijital yayıncıların televizyonu, müzik servislerinin radyoyu olumsuz etkilediğini ifade etti.
Ayrıca yaklaşık bir yıldır devam eden koronavirüs salgınının özellikle reklam gelirlerini düşürerek, geleneksel medyanın sorunlarını derinleştirdiğine işaret eden Altun, “Bu durum, yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde görülüyor. Nitekim irili ufaklı birçok kuruluş, uzun yıllardan sonra küresel salgın koşulları nedeniyle faaliyetlerine son vermek durumunda kaldı. New York Times, Guardian gibi dev medya şirketleri birçok çalışanının işine son verdi. Benzer süreçler Avrupa’da da yaşanıyor " değerlendirmesinde bulundu.
Dijitalleşme sürecinin medya alanındaki bir başka yan etkisinin de haberciliğin tıklanma sayılarına ve okunma sürelerine indirgenmesi, böylece sansasyonel içeriklerin kamu yararının önüne geçmesi olduğunu belirten Altun, “Sansasyonun, kamu yararının önüne geçmesi ise medyanın demokratik rejimlerde oynadığı kritik rolü zayıflatan bir unsura dönüşmüş durumda. Medyada bugün 5N1K kuralını hatırlayan var mı? Hız, tıklanma, sansasyon, tiraj, reyting... Bunların merkeze alındığı, gerçek haberin, kamu yararının ikinci planda tutulduğu bir medya eko-sisteminden bahsediyoruz. Biz bugün Türkiye’de, İletişim Başkanlığı olarak bu sorunu çözmek için elimizden gelen çabayı gösteriyor, bu noktada medya sektörümüzle iş birliğimizi sürdürüyoruz ” diye konuştu.

“İnternet gazeteciliğinin mesleki standartlarını ortaya koymalıyız”
Altun, internet üzerinden yapılan gazetecilik faaliyetlerine değinerek, “ Dünyada ve Türkiye’de bilgi hızla fiziksel ortamdan dijital ortama taşınırken bu faaliyetleri düzenleyen kuralların kapsamlı şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnternet artık ana akım medyanın bir parçası haline gelirken bu gerçeğe gözümüzü kapatamayız. Dolayısıyla mevzuatımızın ve çalışma yöntemlerimizin zamanın koşullarına uygun hale getirilmesi önemli bir gerekliliktir. Hep birlikte internet gazeteciliğinin mesleki standartlarını ortaya koymalı, bu alanı rasyonel ve şeffaf bir şekilde düzenlemeliyiz. Bu adımların atılması, karşı karşıya olduğumuz bazı tehditlerin bertaraf edilmesine de katkı sağlayacaktır " dedi.

“Dijital faşizm, büyük tehdit”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bugün karşı karşıya olunan en büyük tehditlerden birinin de dijital faşizm olduğunu ifade etti.
Dünyanın belirli bir bölgesinde kümelenmiş bir avuç şirketin “hakikatin tekelini” ellerinde tuttuğunu iddia ettiğini dile getiren Altun, “Bu iddia milletin seçilmiş temsilcilerine sorgusuz sualsiz sansür uygulamaya kadar varan bir cüretkarlıkla birleşmiş durumda. Bu tür anti-demokratik uygulamaların meşrulaştırılması için ellerinden gelen gayreti ortaya koyuyor, her tür manipülasyonu yapıyorlar. Böylece bir grup özel şirket, kamunun bilgiye erişimi noktasında hem avukat hem savcı hem hakim görevini üstleniyor. Bu gidişatın ne kadar sorunlu olduğu açıktır.” dedi.
Dijital faşizmin bir başka unsurunun da ifade özgürlüğü ve tolerans gibi kavramların dejenere ve politize edilmesi olduğunu belirten Altun, “Açık ve net bir biçimde vurgulamak istiyorum. Ortada apaçık bir çifte standart var. Bakınız, küresel şirketler ne yapıyor? Bir yandan siyasetçileri ‘şiddeti teşvik ettiği’ gerekçesiyle susturuyorlar. Öte yandan aynı küresel şirketler, terör propagandasına ortak olmaya, bunu da bile isteye yapmaya devam ediyorlar. Nitekim ABD ve AB’nin terör listesindeki PKK’nın veya 15 Temmuz’da 251 masum insanı katleden FETÖ’nün elebaşıları, sosyal medya platformlarında serbestçe propaganda yapmaya devam ediyorlar. Buna ilaveten ülkemiz terör örgütleriyle bağlantılı hesapların kapatılmasını istediğinde otoriterlikle ve ifade özgürlüğüne saygı göstermemekle itham ediliyor.” yorumunu yaptı.

“FETÖ de PKK da çağımızın en kalleş terör örgütlerinden”
“Dünyada kimi devletlerin ve birer küresel güç haline gelen bazı özel şirketlerin terör örgütlerine karşı iki yüzlü yaklaşımı, günümüz demokratik nizamının karşılaştığı en büyük tehditlerden biridir.” diyen Altun, “Masum insanları kalleşçe öldüren katil örgütlere gösterilen bu 'engin hoşgörü’ ne yazık ki modern zamanların en can acıtan sorunlarından biridir. Zira terör örgütleri, sadece hedef aldıkları kesim için değil, tüm dünya için tehdittir” ifadelerini kullandı.
On yıllardır Türkiye’ye karşı alçakça saldırılar içerisinde olan terör örgütü PKK’nın on binlerce canı gözünü kırpmadan öldürdüğünü anlatan Altun, “Bu katiller sürüsü sadece Türkiye’de değil, Suriye başta olmak üzere birçok ülkede terör saldırıları düzenledi, masum insanların kanına girdi, sevdiklerimizi bizden aldı. Bu gerçeğe rağmen, eli kanlı terör örgütüne sempati beslemek, destek sağlamak açık bir şekilde suç ortaklığıdır. Aynı şekilde FETÖ’yü ve başındaki terörist ele başını himaye edenler de büyük bir suça ortaklık yaptıklarının farkına varmalıdır” diye konuştu.

“Türkiye’ye yapılan haksızlık, tarihe kritik bir not olarak düşecek”
Altun, FETÖ’nün de PKK gibi çağın en kalleş terör örgütlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Birçok alanda sinsice yol alıp kendi örgüt çıkarları için cinayetlerin, ihanetlerin her türlüsüne bulaştılar. Kurdukları tezgah Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla yıkılınca, son çare olarak darbeye kalkıştılar. Ama o sarıldıkları çürük ip de milletimizin destansı direnişiyle kendi boyunlarına, kendi ayaklarına dolandı. Ülkemizde bu şeytani yapının beli iyice kırılmış olsa da kaçtıkları ülkelerde Türkiye karşıtı operasyonlardan ve toplumu zehirleme çabalarından vazgeçmiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, milletimize düşman olan FETÖ terör örgütünün kökü kazınıncaya ve son FETÖ’cü de işlediği cürümlerin hesabını adalete verene kadar peşlerinde olacağız, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Fahrettin Altun, FETÖ gibi darbeci, katil ve sinsi bir terör örgütünü kullanışlı bir aparat olarak görenlerin toplumlarına en büyük kötülüğü yaptıklarını er ya da geç anlayacağını ifade etti.
Terör örgütlerinden medet uman ikiyüzlü ve çarpık anlayışın insanlığın hiçbir sorununu çözemeyeceğinin altını çizen Altun, “Tüm terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele içinde olan Türkiye’ye yapılan haksızlık elbette tarihe çok kritik bir not olarak düşecektir. Haklı olan, doğru olan, hakikat olan önünde sonunda galip gelecektir. Türkiye de bu hakikat mücadelesinin taşıyıcısı olan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tarihteki şerefli yerini alacaktır kuşkusuz.” dedi.

"Vatandaşlarımızı her türlü aşırılıktan korumak devletin başlıca görevi"
Dijital faşizmin bir diğer boyutunun da bir avuç şirketin özgürlük adı altında kendilerini kanunların üzerinde konumlandırma gayreti olduğunu belirten Altun, şu değerlendirmede bulundu; “ Bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuda düzenleme yapmaya çalıştığımız için içeride ve dışarıda olağanüstü bir baskıyla karşı karşıya bırakıldık. Son derece makul olan taleplerimiz, ifade özgürlüğüne saldırı olarak lanse edildi. Açıkçası bu süreçte bazı muhalefet temsilcileri de bu küresel şirketlerin maaşlı sözcüleri gibi mesai yaptı. Biz bu süreçte hem Türkiye hem de dünya için doğru bir iş yaptığımızın bilinciyle sağlam durduk. Her türlü baskıya göğüs gerdik. Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük diye bir şey olamayacağını söyleyip, egemenliğimize saygı gösterilmesini istedik. Neticede meşru taleplerimizin ilgili şirketler tarafından kabul edildiğini hep birlikte gördük.
Aynı şekilde, özgürlük ve hoşgörü gibi kavramların eşcinsellik propagandası için yozlaştırılmasına; bu yolla ailelerimizin ve çocuklarımızın hedef alınmasına kesin olarak karşı çıkıyoruz. Vatandaşlarımızı her türlü aşırılıktan korumak devletin başlıca görevidir. Bu tür çirkinliklerin özellikle gençlere ‘normal’ bir şey gibi sunulması, toplumsal düzenimize ve milletimizin asil karakterine yapılmış bir saldırıdır. Bugün bu konuda birilerine hoş görünmek için en ufak taviz verilmesi, gelecekte çok daha ciddi sorunlarla karşılaşmamıza neden olacaktır. Buna izin vermiyoruz, vermeyeceğiz.”

"Dijitalleşmenin kültürümüzü yutmasına izin vermemeliyiz"
Altun, kamuoyunun sistematik şekilde manipüle edilmesinin ve algıların olguların önüne geçirilmeye çalışılmasının her şeyden önce demokratik siyasal kültürün ve siyasal katılımın düşmanı olduğunu söyledi.
“Bu girişimlere karşı hakikati, gerçeği, doğruyu savunmalıyız” diyen Altun, “İnsanın bir toplumun üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak, yasa adet ve diğer kabiliyetler ile alışkanlıklarını içeren o karmaşık bütüne yani kültüre, kültürümüze sahip çıkmalıyız. Dijitalleşmeye destek vermeli, ancak dijitalleşmenin kültürümüzü yutmasına izin vermemeliyiz. Kültürün medyatikleşmesi, medyanın dijitalleşmesi sadece günümüz siyasal atmosferini değil, kültürel zenginlik ve çeşitliliğini de olumsuz etkileyebiliyor " diye konuştu.

”Dezenformasyon bir milli güvenlik sorunudur"
Yurt içi ve yurt dışı kaynaklı yalan haber akışının aynı zamanda vatandaşın devletle ilişkisini zehirlemeyi, kurumlara olan güveni erozyona uğratmayı hedeflediğini belirten Altun, “ Bunu her gün tecrübe ediyoruz. Hakikat sonrası veya post-truth olarak adlandırılan bu dönemde özellikle dezenformasyon direnci düşük olan kesimler kolayca etki altına alınabiliyor. İşte bu nedenle özellikle yurtdışı kaynaklı dezenformasyonu bir ‘milli güvenlik sorunu’ olarak görüyor; buna karşı gerekli tedbirleri almaya çalışıyoruz. Bu konuda da son derece kararlıyız. İletişim Başkanlığı olarak bu konuda savunmacı ve pasif değil, agresif ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Tüm kurum ve kuruluşlarımızın iş birliği ve eşgüdüm içerisinde dezenformasyonla mücadele etmesini hedefliyoruz. Bu hedefimizi ulusal ve uluslararası boyutta plan ve projelerle tahkim ediyoruz. Ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde nasıl sessizlerin sesi, mazlumların hamisi haline geldiyse, iletişim alanında da hakikat mücadelesinin en ön saflarında yer alacaktır " dedi.

"Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalmalı"
Fahrettin Altun, bu noktada veri güvenliğinin de son derece hayati bir unsur olduğunu belirterek, “ Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması için gereken tüm önlemleri almak, tüm adımları atmak zorundayız ” dedi.
Bu açıdan son haftalarda bir haberleşme uygulamasının aldığı karar sonrasında yaşanan sürecin sevindirici olduğunu dile getiren Altun, “ Bu süreçte hem Cumhurbaşkanlığımız hem de diğer kurumlarımız medya bilgilendirme gruplarını yerli ve milli uygulamamız BiP’e taşıyarak bu harekete destek oldu. Yalnızca Türkiye’nin değil, Türkiye’nin dostlarının yaşadığı birçok ülkeden milyonlarca insanın bizim uygulamamızı tercih etmesi hiç kuşkusuz bir gurur vesilesidir. Bu sürecin güçlü bir şekilde devam edeceğini ümit ediyorum " ifadelerini kullandı.

"Yeni iletişim teknolojileri, Türkiye'nin tanıtımında önemli"
Tehditlerle mücadele ederken, dijitalleşmenin Türkiye’ye sunduğu fırsatları görmezlikten gelinemeyeceğine işaret eden Altun, “ Ülkemizin haklı tezlerini her ortamda savunmak, özellikle milli güvenliğimizi ilgilendiren konularla ilgili ulusal ve uluslararası kamuoyunu doğru bilgilendirmek zorundayız. Bu amaca ulaşmak için elimizdeki tüm araçları en iyi bir şekilde kullanmak, bunlardan faydalanmak durumundayız. Bu itibarla yeni iletişim teknolojilerinin özellikle Türkiye’nin tanıtımına önemli katkılarda bulunabileceğine inanıyorum " değerlendirmesini yaptı.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En çok hangi sosyal ağ sitelerini kullanıyorsunuz?
Namaz Vakti 28 Nisan 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Konyaspor 32 43
9. Kasımpaşa 31 42
10. Gaziantep FK 31 42
11. Göztepe 30 40
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 33 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16