Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de düzenlenen “100. Yılında İstiklal Marşı Sergisi” açılış programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “Burdur Mebusu milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha rahmetle, minnetle, özlemle yad ediyorum. Rabbim ondan razı olsun, onu cenneti ve cemaliyle müşerref kılsın. Meclis Başkanlığımız ve Çanakkale Valiliğimiz ile birlikte bu güzel serginin hazırlanmasında emeği geçen herkese merhum Akif’in aziz hatırasına sahip çıktıkları için şahsım, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Son bir asırda bu toprakların yetiştirdiği büyük şahsiyetlerin başında hiç şüphesiz İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“İstiklal mücadelemizin ve ilim irfan geleneğimizin sembollerinden olan Mehmet Akif, ebedileşen eserleri, mücadeleci kişiliği, derin ilmi ve örnek ahlakı ile aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir. Milletimize İstiklal Marşı gibi bir bağımsızlık beyannamesi kazandırmanın yanında Akif, yaşantısıyla, duruşuyla, vakarıyla ‘Safahat’ gibi hala aşılamamış eseri ile gerçek bir İslam münevveridir. Mehmet Akif, Türkçe’yi harikulade kullanan, en derin düşünceleri en veciz ifadelerle buluşturan özel bir şairdir. Edebiyatımızda Mehmet Akif kadar hayatı şiire, şiiri de hayata tıpkı bir nakkaş inceliğinde işleyen başka bir şaire rastlayamazsınız. Merhum Akif, inandığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi yazan, gerektiğinde de bunların bedelini ödemekten çekinmeyen bir doğruluk timsalidir. Birinci Cihan Harbi'nde Teşkilat-ı Mahsusa görevlisi olarak Berlin’den Balkanlar'a, Şam'dan Lübnan'a coğrafyamızın dört bir yanında İttihad-ı İslam'ın sancaktarlığını yapan Akif, aynı zamanda bir direniş önderidir. Gölgesinde milyonların huzur ve sükun bulduğu 600 yıllık ulu çınarın yıkılmaması için Anadolu'yu köy köy, şehir şehir dolaşmıştır. Balıkesir Zağnos Paşa Camii ve Ankara Tacettin Dergahı'ndan millete seslenerek, ümitsizliğe karşı azmin, karamsarlığa karşı dirayetin, teslimiyete karşı hürriyetin sembolü olmuştur. Bilhassa Kastamonu Nasrullah Camii'ndeki şu vaazı gönüllere kazınmıştır; ‘Aramıza sokulan fitreleri, fırsatları, fırkacılıkları daha bin türlü ayrılık, gayrılık sebeplerini ebediyen çiğneyerek el ele baş başa vereceğiz. Hep birlikte çalışacağız, Müslümanlar vahdete, birliğe, cemaate sarılmadıkça ahiretlerini olduğu gibi dünyalarını kurtaramazlar. Her şeyden evvel vahdet, cemaat, teavün, bir kere bunu elde edelim gerisi Allah'ın izniyle kolaylaşır.’ Evet, savaşlar, işgaller ve göçlerden yorgun düşmüş bir milletin çektiği ızdırapları yüreğinde hissederek kaleme aldığı bunun gibi pek çok vaazı ile Akif, milli mücadelemizin manevi ve fikri cephesini inşa etmiştir. Milletimizin karakterini ve ruh dünyasını, hürriyet ve özgürlük tutkusunu, milli ve manevi değerlerini en güzel şekilde ifade ettiği İstiklal Marşı ile o karanlık günlerde insanımıza moral, cesaret ve umut aşılamıştır.”
"Mehmet Akif, müşfik kalplerin olduğu kadar zulme boyun eğmeyenlerin, haksızlık karşısında susmayanların da şairidir"
12 Mart'ta kabul edilişinin 100. yıl dönümünün idrak edileceği İstiklal Marşı’nın kendilerinin aidiyeti, istiklal ve istikbal anlayışlarının remzi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Mehmet Akif, müşfik kalplerin olduğu kadar zulme boyun eğmeyenlerin, haksızlık karşısında susmayanlarında şairidir. Mehmet Akif, bizim olduğu kadar medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın pençesinde inleyen tüm mazlumların da şairidir. Tüm bu vasıflarından ötürü Mehmet Akif, milletimizin her ferdinin sahip çıktığı bağrına bastığı baş tacı ettiği ortak bir değerimizdir. İnşallah, yazdıkları ve mücadelesi ile de bu milletin gönlünde ebediyete kadar milli bir kahraman olarak kalmaya devam edecektir” diye konuştu.
"2021 senesi Meclisteki 5 siyasi partinin ortak teklifiyle ‘İstiklal Marşı Yılı’ ilan edildi"
İlim erbabının geride miras olarak örnek hayatlarını ve yıllar geçse de eskimeyen fikirlerini ve eserlerini bıraktığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mehmet Akif'te arkasında işte böyle bir hazine bırakmıştır. O, bu millete eşsiz bir İstiklal Marşı armağan etmiş, bu marşta tam 100 yıldır yeryüzünün farklı milletlerine kurtuluş yolunda bir rehber olmuştur. İstiklal Marşımız her okuyanın, sözlerini her anlayanın yüreğinde aynı hissiyatı aynı coşkuyu doğuran bir hürriyet meşalesidir. İstiklal Marşımızı sadece bağımsızlığımızın bir timsali olarak değil, 84 milyonu buluşturan bir milli mutabakat metni olarak da görüyoruz. Bu ülkede, siyasi fikirlerimiz, görüşlerimiz, mezheplerimiz, meşreplerimiz farklı olabilir. Ama 84 milyonun tamamı için İstiklal Marşı, ortak bir buluşma noktasıdır. Nitekim, İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 100. yıl dönümü olan 2021 senesi, Meclisteki 5 siyasi partinin ortak teklifiyle ‘İstiklal Marşı Yılı’ ilan edildi. Siyasi yelpazenin farklı kanatlarındaki tüm partiler, görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp bu teklife destek verdi. Bir asır önce Anadolu adeta bir yangın yeri iken sağlanan milli mutabakat İstiklal Marşımız etrafında yüce meclisimizin çatısı altında bir kez daha tesis edildi. Güncel siyasetin tüm gerginliklerine rağmen, İstiklal Marşımız özelinde kurduğumuz bu dayanışmayı önemli görüyoruz. Türk siyaseti ve demokrasisi, ülkemizin ve milletimizin istikbali adına, bu duruşu çok kıymetli bir kazanım olarak değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
"Her ne kadar çok küçük bir kesim de olsa bazı çevrelerin İstiklal Marşı'nı gururla söylemekten rahatsızlık duyduğunu elbette biliyoruz"
Çok küçük bir kesim de olsa bazı çevrelerin İstiklal Marşı'nı gururla söylemekten rahatsızlık duyduğunu bildiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletten aldığı vekaleti, bölücü terör örgütünün Kandil'deki baronlarına peşkeş çekenler, bu rahatsızlıklarını açıkça ifşa etmekten de çekinmiyor. İstiklal Marşı'na kekre bakan bu zihniyetin aynı zamanda bu milletin istiklal ve istikbali ile de sıkıntısı olduğu açıktır. Ancak biz onlara rağmen bağımsızlığımızın üzerine titremeye devam ediyoruz. Nasıl, 100 yıl önce Sevr’i yırtıp atmışsak, bugün de FETÖ, DEAŞ, PKK gibi taşeronlar aracılığıyla ülkemize dayatılmaya çalışılan modern Sevr’leri yırtıp atıyoruz. Terör paçavralarına selam duranlara inat, bağımsızlığımızın timsali; ay yıldızlı al bayrağımıza canımız pahasına sahip çıkacağız. Milli mutabakat metnimiz olan İstiklal Marşımızı, daha gür bir eda ile çok daha büyük bir coşkuyla söylemeyi sürdüreceğiz. 84 milyonun tamamını Türkiye ortak paydasında buluşturarak yarınlarımızı hep birlikte inşa edeceğiz. İstiklal Marşımızın bize vaz ettiği değerlere ne kadar sıkı sarılırsak, geleceğimize de o derece güvenle bakabileceğimize inanıyorum” dedi.
"2021 yılını millet olarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi güçlendirdiğimiz bir fırsata dönüştürmemiz büyük önem arz ediyor"
“İçinde bulunduğumuz 2021 yılını millet olarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi güçlendirdiğimiz bir fırsata dönüştürmemiz büyük önem arz ediyor” ifadelerini kullanan Erdoğan, hiç şüphesiz bunun yolunun da öncelikle ‘korkma’ diye başlayan o muhteşem dizeleri kaleme alan şairin hayatını öğrenmekten ve öğretmekten geçtiğini anlatarak, şunları söyledi:
“İstikbalimizin teminatı olan gençlerimiz başta olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerinin Mehmet Akif'i tanımalarını, onun hayatını, mücadelesini, uğruna sürgünleri göze aldığı prensiplerini çok iyi kavramalarını arzu ediyoruz. İnşallah 2021 senesini vesile kılarak, hep birlikte bunu başaracağız. Farklı kurumlarımızın işbirliğinin meyvesi olan bu sergiyi, milletvekilliği sıfatı da olan Mehmet Akif'i hakkı ile anma, ona şükran borcumuzu bir nebze olsun ödeme yolunda atılmış kıymetli bir adım olarak görüyorum. Salgın şartlarını da dikkate alarak, imkanı olan vatandaşlarımı, özellikle de gençlerimizi sergimizi görmeye davet ediyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sergimizin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi, tüm kurumlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Büyük dava adamı şair, mütefekkir, münevver Mehmet Akif Ersoy'u bir kez daha rahmetle, hürmetle yad ediyorum. Tıpkı merhum Akif gibi, ‘Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın’ diye dua ediyorum. Bu gece idrak edeceğimiz Leyle-i Miraç’ınızı tebrik ediyor, rabbimden bu mübarek geceyi milletimizle birlikte tüm insanlığın selametine vesile kılmasını niyaz ediyorum.”