ŞEHRİN YÜZÜ, ÇARŞILARIN HÜZNÜ /2

Ve şehir sabah akşam bu gürültüdür, Baksan minareler, kubbeler görünür, Minyatür bir gök ve serseri bulutlar; Bacalar tütmekte yakından, uzaktan, Kuşlar saçaklarda mahzun kanat çırpar, Usanmış durur damlar göğe bakmaktan./ Cahit Sıtkı TARANCI

KÜLTÜR SANAT 05.09.2023, 11:19
ŞEHRİN YÜZÜ, ÇARŞILARIN HÜZNÜ /2

Bir şehrin tarihten silinmesi, kuşlarının göç etmesi, bulutların göğünü terk etmesi anlamına gelir. En son o şehrin insanları gider, kadınlar yazmalarıyla, erkekler tespihleri ile söyleşir. Büyük derttir, büyük felakettir ötesi. Ve her şey gibi hayatlar da bu şehirlerde yarım kalır, hatıralar yarım kalır, insanlar yarım kalır…

Şehre duyulan vefa, vicdanımızın ve kalbimizin bir yerinde durur. Sonra oturup bu gitmişliği, yarım kalmışlığı yazarsınız. 

Mekân yazılarının bu ikincisinde, Malatya Öğretmenevini anlatmak istiyorum. Doksanlı yıllarda, Malatya’nın eski öğretmenevi Gazi İlkokulu’nun karşısındaydı. Geniş bir bahçesi ve çeyrek asırlık ağaçları vardı, bahçede en çok çam ağaçları göze çarpardı, sonra dut, nar ve diğer ağaçlar. Bir de öğretmenlere özgü bir sağlık ocağı bulunmaktaydı. Muayene, tedavi gibi sağlık sorunları için biraya uğrardık. Akşamüzeri bahçe şenlenirdi. Şehrin ileri gelenleri, öğretmenleri bu bahçede toplanırdı. Çay kaşığı seslerine insan sohbetleri eşlik ederdi. Bu bina maalesef şehir meydanı projesi için yıkıldı, güzelim bahçe yok oldu bütün yaşanmışlıkları ile birlikte.

Depremde yıkılan Malatya Öğretmenevi ise 1996 yılında, Tekel’in yan tarafındaki tarihi cezaevinin kalıntıları üzerine inşa edilmişti. Kerpiçten yapılma bu eski cezaevinde birçok ünlü yazar kalmıştır. Bunlardan biri Kemal Tahir’dir.

1941/1944 yılları arasında Malatya Cezaevi'nde kalan Kemal Tahir'in Malatya yılları, Anadolu'yu büyük ölçüde içselleştirdiği, Anadolu insanının "hakikatini" idrak ettiği ve "büyük zenginlik" gördüğü bir dönemdir. Bu sebeple, ‘Namuscular’ ve ‘Karılar Koğuşu’ romanlarında yer alan Malatya kentine ilişkin yapılar ve mekânların, cezaevi çerçevesinden yazar ve diğer mahkûmlar tarafından yorumlanışı  ele alınmıştır. Böylece kentin mimari gelişimi romanlar ışığında değerlendirilmiştir. Eser, mekânlar açısından, önemli bilgiler ve betimlemeler de içermektedir.

Namusçular Kemal Tahir'in 1974 yılında yayımlanan romanı. Erkek karakterlerin bakış açısıyla işlenmiş; Malatya Cezaevi Notları'nın ikinci kitabı olan Karılar Koğuşu’nda ise aynı konular ve temalar kadın karakterlerin bakış açısıyla işlenmiştir.  Eserin olay örgüsünde kurgusal bir bütünlük yoktur. Birbirleriyle herhangi bir bağlantı olmayan, her biri farklı bir karaktere yoğunlaşan dört ayrı bölümden oluşur.  Malatya Cezaevi Notları, iki romanın iskeletini oluşturmaktadıır. Kemal Tahir'in 1973'te ölümünün ardından eski yazıdan yeni yazıya çevrilip daktilo edilerek yayıma hazırlanan roman,  1974'te yayımlandı. Kemal Tahir, ölmeden önce Malatya Cezaevi Notları üzerinde yeniden çalışarak Namusçular'ı yeni bir biçimde yazmaya başlamış, ancak ilk sayfalarını yazdığı bu eseri tamamlayamamıştır.

Malatya Öğretmenevi şehrin merkezinde önemli bir mekândı. Uzun yıllar boyunca bu mekânın müdürlüğünü yapan rahmetli dostumuz Murat Bilim, mekâna ayrı bir hava, ayrı bir kültürel aura katmıştı. Oldukça sosyal olan Murat Hoca’nın çevresi genişti, Türkiye’nin her yerinden misafirleri gelir, sohbetlere katılır ve onları  engin konukseverliği ile  ağırlardı. Şehrin ekâbir kesimi de öğretmenevinden uzak kalmaz, burada sıklıkla toplanırdı. Üniversiteden Abdulkadir Hoca nerdeyse her Cumartesi şehre gelirken önce bir yerlerden tatlı alır, telefon ederdi. Sözleşir, Öğretmenevine gider geleneksel sohbetimizi gerçekleştirirdik. Murat’ın vefatından ve Öğretmenevinin yıkılışından sonra, Hoca da artık o muhite uğramıyor, biliyorum. Akşamları çay içme bahanesiyle Raşit’in ofisine Mehmet'le giderdik. Bunu haftada birkaç kez tekrar ederdik. 

Öğretmenevinin Giriş kısmında danışma ve lobi yer alıyordu. Son yıllarda ahşap kaplanan yüksek tavanlı bu giriş, oldukça ferahlatıcıydı. Çayhanenin olduğu bölmeye yaklaşır, çaylarımızı alırdık. Mutlaka tanıdık birileri çıkar, arada bir lobideki bölmede otururduk. Birinci kattaki lokantanın içinde, Aspuzu salonu bulunurdu. Burada da konuklar ağırlanırdı. Bodrum kattaki Farabi ve İbni Sina Salonu, eğitimler için kullanılıyordu genellikle. Kernek ve Sedef Salonları ise ayrı girişlere sahipti ve daha çok düğünler için düzenlenmişti. Bodrum katıyla birlikte toplam dokuz katlı olan mekânın üst altı kat oteldi ve 130 yataklıydı.  

Kitap Fuarı, Film Festivali ve bir dizi etkinlik için şehre gelenlerin yolu buradan geçerdi. Son yıllarda teras kata yaptırdığı ahşap bölme, oldukça nezih bir yerdi. Murat, konuksever özelliği ve içtenliği ile misafirlerini burada ağırlardı. Akademisyenlerden sanat ve düşünce dünyasına kadar çık sayıda insan bu mekânı bilir. Hatta bir ara Murat Hoca’nın bu özelliği birilerini rahatsız etmiş olacak ki görevden alınması konusunda yazı bile yazılmış, ancak hatırı sayılır dostları buna izin vermemişlerdi. Bu dönemde üzüldüğünü biliyorum, deyim yerindeyse birçok kişiye gönül koymuştu. 

Öğretmenevindeki salonlarda birçok etkinlik gerçekleştirilirdi. Ayrıca lokanta kısmı hem temiz hem de çevreye göre çok daha uygun yemek çıkarıyordu. Bu nedenle öğlen ve akşam seanslarında dolup taşıyordu. Ramazan aylarında da durum pek farklı sayılmazdı. Şehrin bilinen isimleri iftar için yer ayırtır, gelirdi. Çoğu insan ise Murat Hocayla sohbet etmeye gelmek için aslında öğretmenevini tercih ediyordu. 

Murat’ın sesi çok güzeldi, musikişinas bir tarafı vardı, türküleri çok güzel söylerdi: Ağçik, Mendilin Gönder, Fahri Kayahan Türküleri, Elazığ Türküleri… en çok sevdiklerindendi. Son zamanlarda Dr. Serdar’ın çalıp söylediği ‘Bir Ceket İsterem” türküsünü de dilinden düşürmezdi. Neredeyse her akşamüstü mesai çıkışında buluşurduk. Odasında gittiğimde zaman zaman Kamil’i, Rasim’i, Serdarı, Mehmet’i, Ali’yi, İbrahim’i, Celalettin’i,  Yücel’i, Ramazan’ı, Nurettin’i görürdüm. Her gün onlarca misafir ağırladığını biliyordum. O nedenle Malatya’da neredeyse herkesin Murat Bilim’le bir hatırası vardır.  Her kapıyı açışımızda hep bir espri yapar, ortalığı şenlendirirdi. Bana .”Bu şehirdeki en büyük şair benim, benden sonra da sen gelirsin” derdi. Ben de onaylardım, çok hoşuna giderdi.

Kimi insanlar vardır, bulundukları mekânlara bir anlam ve değer katarlar; işte Murat böylesi biriydi. Murat’ı depremden beş gün önce kaybettik. Kalp krizi sonucu bu dünyaya veda etti. İşte ne olduysa onun vefatından sonra oldu, yirmi yıla yakın müdürlüğünü yaptığı öğretmenevi ve şehir, ölümünden beş gün sonra adeta yerle bir oldu depremde.  Birçok kişiyle sohbet ettim, görüştüğüm herkes bunda bir gizem olduğunu söyledi. Özü sözü bir olan Murat, uzun yıllar müdürlüğünü yaptığı bu mekânın ve şehrin yıkılışını görmedi elbette.
Şehrin sembollerinden olan Malatya Öğretmenevi yerinde yeniden yapılmalı, içinde Murat Bilim' e ait bir hatıra odası yer almalıdır. Buradaki sokağa Murat’ın adı verilmeli, bir şiiriyle yer almalıdır. Eskiye dair hatırasına atfen Kemal Tahir ile ilgili bir rölyefin yer alacağı  çalışma da aynı sokağın girişine yerleştirilmelidir.

Şehrin neşeli ve sanatçı ruhlu Dostumuzu 
bir şiiri ile yâd edelim :

Güzelliğine Âmin
Sevgili! 
Şimdi ben nereme sığdırayım seni?
Hangi eksik yanımı tamamlayayım?
Yüreğimi neresine bastırayım Orta Doğu'nun?
Hangi duana ne kadar ÂMİN olayım?
Ve ben seni nereme ne kadar istifleyeyim?
Hangi matematiksel işlemine ne kadar sonuç olayım?
Ben neyim ki sana ne olayım?
Bütün doğrularına ne kadar yanlış kalayım?
Bana bir şey söyle Ey Sevgili!
Ne kadar büyüyeyim ki hangi boşluğu doldurayım?
Hangi günaha ne kadar şeytan olayım?
Arz küreyi avucumun neresine sığdırayım ki?
Ne kadar af olayım?
Sevgili!
Ne senden taht isterim ne de baht.
Beni yok say, var ettiklerine karşılık.
Hangi cennetin sadakası olayım?
Ben neyim? 
Neye, ne kadar cevap olayım?
Ey Sevgili!
Kimsenin bilmediği bir dua öğret,
Mırıldanılmamış nağmeye söz kıl,
Tekrar insin Hira'dan Muhammed.
Ne kadar âşık olayım?
Hangi nefesten üfleneyim?
Evrenin neresine KÂBE olayım?
Sevgili! 
Daha ne kadar güzel olayım ki?
Hangi Zeyneb sevsin beni?
Ben ne kadar az kalayım ki?
Sevgilinin bir tanesi olayım.
Daha beni ne kadar büyütecen?
Ne kadar küçüleyim?
Ne kadar yüzüm kaldı ki?
Dergâhına ne süreyim?
Ne kadar öleyim, hangi ananın yüreğine yeteyim?
Hangi kurşuna ne kadar yürek olayım?
Hangi zulme kaç mazlum?

Ey Sevgili!
Beni yok say, var ettiklerine karşılık.
Sığınayım sana, dışarıda bırakma.
Kaybolayım sende, yitiğin olayım…

Ferman SALMIŞ

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En çok hangi sosyal ağ sitelerini kullanıyorsunuz?
Namaz Vakti 17 Nisan 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Eyüpspor 30 50
5. Beşiktaş 29 48
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 29 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 34 69
2. Karagümrük 34 60
3. Erzurumspor 34 58
4. Gençlerbirliği 34 58
5. Bandırmaspor 34 56
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 34 49
12. Esenler Erokspor 34 49
13. Ümraniye 34 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 34 27
20. Yeni Malatyaspor 34 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Newcastle 32 59
4. Nottingham Forest 32 57
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Bournemouth 32 48
9. Fulham 32 48
10. Brighton 32 48
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 32 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 31 63
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 31 16