Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz gün yaptığı Adana ziyaretinde gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, gençlerle sohbetinde gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu, özel hayıtına ilişkin sorulan sorulara samimiyetle cevap verdi.
Erdoğan, Adanalı gençlerle buluşmasında merhum sanatçı Müslüm Gürses’in “Sevda Yüklü Kervanlar” isimli şarkısını dinledi, gençlerin söylediği şarkılara eşlik etti. Erdoğan, Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yolda” isimli türküsünü söyleyen Şahin Kendirci ile düet yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkimiz Bir Fidanız”, “Ah Bu Hayat Çekilmez”, “Endamın Yeter”, “Gül Döktüm Yollarına” şarkılarını da gençlerle birlikte söyledi.
“Gençlerimizle aramıza kimseyi sokmayız”
Hayatının büyük bölümünde gençlerle birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazılarının bizim gençlerle muhabbet içinde olmamızdan rahatsız duyduklarını anlıyorum. Ben lise yıllarımdan bu yana 40 yıldır kesintisiz bir şekilde bu yolda gençlerle yürüdüm. Kültür sanat faaliyetlerinden siyasetteki görevlerime kadar gençlerle birlikte yaptım. Bir gün yolunuz Külliye'ye düşerse çalışma ekibimizin gençlerden oluştuğunu göreceksiniz. Evde de torunlarım, elhamdülillah şimdilik 8 torunum var. Onlarla beraber hayatı sürdürüyoruz. Sizlerin enerjisi, sizlerin hayat sevinci, sizlerin vizyonu bize daha çok çalışma, eser ve hizmet üretme şevki veriyor. Bunun için gençlerle aramıza girmeye çalışanlara diyoruz ki, siz kendi işinize bakın. Biz hangi kuşaktan olursa olsun gençlerimizle aramıza kimseyi sokmayız. Ben yeni bir terim ortaya koydum, bizimki Teknofest kuşağı. Gençlerimize en çok hizmeti getiren, onlara en çok yatırımı yapan yönetim biziz” diye konuştu.
AK Parti hükümetleri döneminde gençler için yapılan hizmetleri anlatan Erdoğan, "Yurt sorunlarına da değinerek, kızlarımız ve erkeklerimiz için yurt sorunu diye bir şey yok. Siz hiç 45 lira burs aldınız mı? Göreve geldiğimde burs 45 liracıktı. Biz bir farkın iktidarıyız. Bugün Türkiye toplamda 8,5 milyonu bulan yükseköğretim kapasitesiyle hedefine yüksek ölçüde yaklaşmıştır. Bundan sonra dikkatimizi ve imkanlarımızı kalitenin yükseltine vereceğiz. Zamanla bu konuda da mesafe kat edeceğimizden şüpheniz olmasın” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Bunun için ısrarla maziden atiye kurduğumuz köprüyü güçlendirmenin gayreti içindeyiz. Geçmişte milletimizin tüm fertleri ile birlikte geçlerimizi de tarihinden, inancından, medeniyetinden kopartmak için uğraşanlar oldu. Milletimiz engin ferasetiyle bu gayretleri boşa çıkarttı. Ülkemizde yönetime geldiğimizden beri yaptığımız onca esere ve hizmete rağmen bize olan kin ve nefretleri sürekli artan bir kesim var. Aslında yapılan hizmetlerden en çok faydalananlarda bunlar. Öyleyse niçin bize bitip tükenmez bir husumetle saldırıyorlar biliyor musunuz? Bay Kemal İzmir milletvekili. İstanbul’dan İzmir’e arabana biniyorsun, azami 3,5 saatte varıyorsun. Bir teşekkürü var mı? Yok. Bir teşekkür etmez mi insan? Çünkü bunlar bizim gençlerimizi kendi değerleri ile kendi medeniyet birikimleri ile buluşturmamıza tahammül edemiyorlar. Geçtiğimiz günlerde Paris İklim Anlaşması'nı onayladık. Bu kararımızla aynı zamanda sizlere bırakacağımız en önemli miras olarak gördüğümüz 2053 vizyonumuzun ilk hedefi yeşil kalkınma devrimini başlattığımızı da ilan ettik. Bu adımı biz değil de başka yönetim atmış olsaydı ülkemizde ve dünyada onu yere göğe sığdıramazlardı. Biz söz konusu olduğumuz için aynı kesimler sağır ve kör kesildiler. Tek tük taktir sesi yükseltenlerde devamındaki ‘ama’lı ifadelerle içinde bulundukları mahalle baskısının ipuçlarını ele veriyorlar. Yeşil kalkınma devriminde en büyük desteği gençlerimizden alıyoruz. Türkiye nasıl salgın döneminde güçlü sağlık alt yapısı sayesinde kendini diğer ülkelerden ayrıştırmışsa inşallah yeşil kalkınma devrimi ile iklim değişikliği sürecinde aynı başarılı elde edeceğiz. Kimin ne dediğini değil, ülkemizin hedeflerine, milletimizin emirlerine bakarak mücadeleye devam edeceğiz. Yarın bu 1500 yıllık medeniyet, bin yıllık vatan mücadelesi bayrağını sizler devralacaksınız. Gençlerimizden bizim milli teknoloji hamlesi ile yeşil kalkınma devrimi ile ilk hedeflerini gösterdiğimiz 2053 vizyonu için şimdiden kafa yormalarını istiyorum. Unutmayın, her şey hayal etmekle başlar. Bir bakarsınız ki adım adım o hayale yaklaşmış olursunuz ” dedi.
“Bizim gayretlerimiz daha çok, barajlarımızın sayısını artırmak”
Adana’nın sıcaklarından bahseden ve iklim değişikliğine işaret geden bir gencin sorusuna cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ay sonu itibariyle iklim değişikliği ile alakalı zirveler olacak. Tüm dünya gerçekten iklim değişikliği noktasında büyük bir tehdidin altında. Bizim gayretlerimiz daha çok, barajlarımızın sayısını artırmak, yoğun bir şekilde kapalı sistemlere geçmek. Bizim açık sistemde buharlaşma sebebiyle yüzde 60 kaybımız var. Açık kanaletler sisteminde sulamada kullanılan su buharlaşarak gidiyor. Ama kapalı sistem olması halinde biz bundan büyük oranda kurtulmuş olacağız. Buna yönelik yatırımlarımızı daha fazla yaparak kapalı sistemle bunu kurtarmış olacağız. Başka çaremiz yok” dedi.
“Bazı yerlerde maalesef çok acımasız insanlar var”
Pıt Pıt Şeker isimli kedinin sosyal medyada ilgi görmesini hatırlatan gence cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pıt pıt Şeker gerçekten ciddi manada takip aldı. Leblebi ile benden çok hanım ilgileniyor. Onu hanım sağ olsun sakat olarak aldı. Tedavisi yapıldı. Allah razı olsun hanım onu takip ediyor. Bizim konutta bakılıyor. Bazı yerlerde maalesef çok acımasız insanlar var. Hayvanlarımıza karşı takındıkları tavırlar affedilir cinsten değil. Geçenlerde bir köpeğe protez yapılmıştı, o haliyle gidiyordu. İnsan bunları görünce dayanamıyor. Benim büyük oğlumun da güzel bir köpeği var. O da ciddi manada yaşlandı. Ama çok sevimli. 14 yaşına geldi. Onların da bu yaşlara geldikten sonra bir beklenti başlıyor. Biz de köpekler noktasında elimizde 14-15 tane var. Eğer istersen bir tane veririz. Gittiğimiz yerlerde boş bırakmıyorlar, hediye ediyorlar. Bunların içinde farklı olan cinsler de var” diye konuştu.
“Gerek Bartın, gerek Sinop, gerek Kastamonu olmak üzere hepsini çözeceğiz”
Geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketlerinin hatırlatılması ve devletin tüm kurumlarıyla afetzedelerin yanında olduğunun söylenmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çatıya çıkmış olan vatandaşlarımızı helikopterlerle kurtarmaları her türlü taktirin üzerindedir. Bir yavruyu helikopter sepetine koyup kurtarma anı bambaşka bir olaydı. Bizim askerimiz bunları başardı. Elhamdülillah herhangi bir sıkıntıya fırsat vermeden bu operasyonlar gerçekleştirildi. Köprüler anında kuruldu. Kurulan köprülerden vatandaşlarımızın geçişleri sağlandı. Orada daha işlerimiz var. Gerek Bartın, gerek Sinop, gerek Kastamonu olmak üzere hepsini çözeceğiz. Ben Rizeliyim. Rize her an heyelanla karşı karşıyadır. Artvin öyledir. Trabzon öyle, Ordu öyle, Giresun öyle. Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda yaşıyoruz. Dolayısıyla bunlarla mücadelemizi vereceğiz. Vatandaşlarımıza en ideal olanı sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
“Son zamanlarda fena değilim, iyi bir noktaya geldim”
Bir gencin bir basketbol mücadelesi teklifine cevap veren Erdoğan, “Yaparız niye yapmayalım. Bu bir fırsat meselesi. Artık mevsim de değişiyor. İnşallah böyle bir fırsatı bulduğumuz anda bunu da yaparız. Biz arkadaşlarımızla bunu oynarken, 5-5 oynuyorduk. Son zamanlarda fena değilim, iyi bir noktaya geldim. 50 sayı üzerinden oynuyoruz, son zamanlarda 50’de 34 yapar hale geldim. Benimle yarışan İbrahim Kalın Bey. Beni geçemedi ama iyiyim. Bizim bir Mustafa Varank’ımız var, bana ulaşmaya çalışıyor, ulaşması mümkün değil. Maalesef Mustafa nal topluyor. ‘3’lük atıyorum’ diyor ama bir şey attığı yok” açıklamasında bulundu.
“Haftada 2-3 gün basketbola zaman ayırmaya çalışıyorum”
Sosyal hayatına ilişkin gelen sorulara cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğrusunu konuşayım, dizi film izleme imkanım hiç yok. Bütün derdim ülkeme yatırımlar, hizmetler. Ben eve gelişim her gün gece 24.00’lere kadar çalışırım, bazen 01.00’i de bulur. Haftada 2-3 gün basketbola zaman ayırmaya çalışıyorum. Onun için sabah 09.00 gibi basketbola çıkıyoruz. Haftada 2-3 gün bunu yaparsam benim zindeliğim için isabetli. Akşam da Külliyeden çıktıktan sonra 4-5 bin adım yapmaya gayret ediyorum." ifadelerini kullandı.
Çanakkale’den geldiğini söyleyen gence 1915 Çanakkale Köprüsü’nü soran Erdoğan, “O köprü dünyada bir örnek. Bu örnek köprümüzle bizi çok anacaklar. Aynen Amerika’da New York’ta BM’nin tam karşısında Türkevi’ni yaptık. BM binasından daha yüksek. Açılışını birkaç hafta önce yaptık. Amerika’nın göbeğinde böyle bir binayı inşa ediyorsunuz. Bu Türkiye’nin medarıiftiharıdır. 18 Mart Çanakkale Köprümüz bizim için ayrı bir iftihar meselesi. Şimdi bir derdim daha var, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne bir de demir yolunu monte etmek” ifadelerini kullanarak son dönemde yapılan büyük projeleri anlattı.
Erdoğan, “Biz dağları deldik, o aşılmaz denilen dağları delerek Ferhat ile Şirin dizisini oynadık. Bundan daha güzeli olur mu?” dedi.
Erdoğan’a yemek teklifi
Gençlik merkezleri ile kütüphanelerin çalışma saatlerinin değiştirilmesini isteyen ve annesinin yemek davetini ileten Selen Canan Kerti isimli gence cevap veren Erdoğan, “Bu akşam ne oldu biliyor musunuz? Meryem hanım dedi ki, ‘ben size teklife bulunacaktım, annem güzel yemekler hazırladı, bizim eve yemeğe gitsek’ dedi. Hocam sen iş bitti artık, biz programlara gidiyoruz, sen de yemekten bahsediyorsun dedim. Valide hanımın da güzel marifetleri varmış. Onu artık bir başka gelişte. Ankara’da Millet kütüphanemiz 24 saat açık. Gençlik merkezilerimizin bizim planımızda 24 saat açık olması vardır. Bunu döner dönmez arkadaşlarımla konuşacağım. Onları da 24 saat açık hale getiririz” dedi. Erdoğan, kendisinden dua isteyen gence dua etti.
Erdoğan’ın kebap ve şalgam anısı
Adanalılarla ilgili bir anısının olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten yaşanan bir hadiseyi anlatmasını istedi. Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi yasaklıydı. Adana’ya teşrik ettiler. İlk konuşmasını yaparken halen yasaklıydı. Orada bir pankart açıldı, ‘seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz’ diye. Orada bir danışman arkadaşımız Cumhurbaşkanımıza dedi ki, ‘ben ilk defa böyle bir ifade gördüm’ dedi. Biz de ‘Adana’da bir insanın bir başkasına duyacağı aşkın en üst ifadesi budur’ dedik. Cumhurbaşkanımızı kebaptan ve şalgamdan daha çok sevenler ayağa kalksın ve alkışlasın” demesiyle gençler ayakta alkışladı. Erdoğan, “Kebabı ve şalgamı yemeden içmeden öbür dünyaya gidenin vay haline” ifadelerini kullandı.
“Yaklaşık bu şekilde 10 bine yakın mektup yazdım”
“Bu ülkeye hizmet etmek için çok bedeller ödediniz, cezaevinde hiç anınız oldu mu?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “Cezaevinin içindekileri anlattığımız zaman bir daha bizi içeriye mi sokacaksınız? Oranın maceraları ayrıdır. Benim oradaki en önemli hayatım şuydu, tüm günümü gelen ziyaretçilerimle geçirir, gece de sabah namazına kadar bana gelen mektupların cevabını yazardım. Yaklaşık bu şekilde 10 bine yakın mektup yazdım. Zaman zaman gittiğim bazı yerlerde o mektuplarla karşıma çıkanlar olur. Benim yazım da fena değildir. Bazıları çerçeveletmiş. Oradaki 4 ay 10 günlük zamanımız oldu. Orada dersimi iyi çalıştım. Çıktıktan sonra da fazla uzun sürmedi, kısa bir zamanda iktidar olduk” dedi.
Söz alarak bir anıyı anlatan Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Siz cezaevindeydiniz, biz ziyarete geliyorduk. Dışarıda 2-3 gün üst üste bir teyzeyi gördük. Teyzeye ihtiyacını sorduk. ‘Ben çok uzak bir yerden geldim, ona burada dua ediyorum, sizden bir ricam var, bu çay bardağını ona verin, bununla bir çay içsin, sonra da bardağı bana getirin ben de saklayım’ dedi. Genç arkadaşlarımız şunu bilsin diye söylüyorum ki, bu büyük siyasi yürüyüşümüzün ardından bu kadar büyük bir bereket vardır, bu kadar büyük dua vardır. Hem gençlerin hem 70 yaşında da olsa gönlü genç olanların bu büyük desteği vardır. Cezaevindeyken de vardı, şimdi de var.”
“Duvarların dili olsa da konuşsa”
Bir gencin “İstanbul Gençlik Kolları Başkanıyken bu günleri hayal etmiş miydiniz?” sorusuna cevap veren Erdoğan, “İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olduğum zamanlarda cumhurbaşkanlığı, başbakanlık düşünmekten öte bir dava adamı olarak ne yapmam gerekiyor diye düşünür, bununla yatar, bununla kalkardım. Şimdi o tür günler yok. Bizim Gençlik Kolları Başkanı olduğumuz dönemlerde bizi ancak duvarlar anlatır. Duvarların dili olsa da konuşsa. Ben ne söylerse o boştur. Biz duvarların dili ile konuştuk. Hep geleceği şekillendirdik. Hamdolsun malikel mülk olan Allah’tır. Rabbim ne tayin ettiyse o olur ve o oldu” açıklamasında bulundu.