Harp tarihinde yeni bir devrin ve değişimin öncüsü: Türk SİHA’ları

Türkiye’nin insansız hava araçları konusunda kaydettiği ilerleme son zamanlarda dış basında sıklıkla gündem olmaya devam ediyor.

BİLİM VE TEKNOLOJİ 16.04.2021, 10:03 16.04.2021, 10:06
Harp tarihinde yeni bir devrin ve değişimin öncüsü: Türk SİHA’ları

İngiliz The Guardian Bayraktar silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bölgedeki askeri dengeyi hızla değiştirdiğini yazdı. Telegraph gazetesinde yer alan haberde ise savaşın doğasının değiştiğine dikkat çekiliyordu. Financial Times Türkiye’nin yükselen bir drone gücü olarak SİHA konusunda ABD, İsrail ve Çin’e rakip olduğunu gündeme getirdi. Alman Die Welt Türkiye’nin SİHA teknolojisinde öncü ülkelerden biri haline geldiğine ve askeri başarılar kazandığına yer verdi. Fransız Liberation ise SİHA’ları Türkiye’nin gücünün ve bağımsızlığının sembolü olarak yansıttı. Rus basınında Kazakistan’ın Çin insansız hava araçlarından (İHA) vazgeçip Bayraktar TB2 satın alacağı haberleri yer aldı. ABD’den Forbes dergisi Türk SİHA’larını “sihirli mermi”, Foreign Policy“uçan zırhlı hayvan” İspanyol El Pais ise “gökyüzünün yeni sahipleri” olarak tanımladı. Türk SİHA’ları İsrail ve Yunanistan medyasında da sıkça yer buldu. Bunca gündemin oluşmasında esasen etkili olan, SİHA’ların üretim süreçlerinin dramatik öyküsü, harp tarihinde ilklere imza atması ve bölgedeki çatışmaların seyrinde belirleyici bir rol oynamasıdır.

Türk SİHA’larının dünyada hızla yükselen gündem maddesi olmasında Bahar Kalkanı harekâtının payı büyük oldu. Böylece harp tarihi, aynı anda çok sayıda SİHA’nın kullanımıyla, Bahar Kalkanı harekâtında Suriye’de ilk sürü SİHA saldırısı ile tanıştı. Bu saldırılarda Türk SİHA’ları Suriye’de kapalı hava sahasının adeta kilidini kırdı ve sürü SİHA saldırılarıyla harp meydanında günümüz savaş sistemlerine yeni bir operasyonel kabiliyet kazandırdı.

Türkiye’de insansız hava araçlarının gelişim serüveni

Türk SİHA’larının üretim serüveni 1990’lı yıllara dayanıyor. Fakat Türkiye’nin İHA konusunda yerli ve milli imkanlarını seferber etmesi 2008-2010 yılları arasında yaşanan gelişmelerle kendisini gösteriyor. O dönemde, terörle mücadele kapsamında ABD’den predatör ve reaper tipi İHA talep eden Türkiye istediği karşılığı bulamadı. ABD bu talebi ya erteledi ya da predatörlerin kullanımıyla ilgili kısıtlamalar içeren seçenekler sundu. Bunlar da Türkiye’nin terörle mücadelede ihtiyaçlarını yeterince karşılamamaktaydı. Benzer bir süreç İsrail’le de yaşandı. İsrail’den alınan “Heron” tipi İHA’ların teslimi gecikmişti. Bunun yanında, ilerleyen süreçte bakıma gönderilen Heronların bakım süreçleri de bir hayli uzun zaman almıştı. Tüm bu gelişmeler ve zorluklar Türkiye’nin yerli ve milli imkanlarla İHA/SİHA üretmek için seferber olmasında önemli birer rol oynadı.

Bu durum Libya’daki iç çatışmalarda da kendini gösterdi. Libya’da meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Türkiye’den savunma işbirliği anlaşmaları kapsamında satın aldığı SİHA’lar için, karşı cenahtaki Rus savunma sistemleri sıradan birer hedef haline geldi.

Türk SİHA’larının dünyada hızla yükselen gündem maddesi olmasında Bahar Kalkanı harekâtının payı büyük oldu. Bu harekât, Esed rejimi tarafından yapılan saldırıda 34 Türk askerinin şehit edilmesinin ardından, Türkiye’nin rejime karşı başlattığı bir askerî harekâttı. Harekât esnasında Rusya Suriye’de hava sahasını açmayarak Türkiye’nin koşullarını zorlaştırmaktan yana tavır aldı. Ancak Türkiye mevcut koşullara rağmen harekâtı gerçekleştirdi. Türkiye’nin başlattığı harekâtta kimsenin beklemediği gelişmeler meydana geldi. Türk SİHA’ları dünya harp tarihinde bir ilke imza attı. Böylece harp tarihi, aynı anda çok sayıda SİHA’nın kullanımıyla, Bahar Kalkanı harekâtında Suriye’de ilk sürü SİHA saldırısı ile tanıştı. Bu saldırılarda Türk SİHA’ları Suriye’de kapalı hava sahasının adeta kilidini kırdı ve sürü SİHA saldırılarıyla harp meydanında günümüz savaş sistemlerine yeni bir operasyonel kabiliyet kazandırdı. Ayrıca Türkiye bu saldırılar ile Esed rejimine ağır darbe vurdu ve Rus savunma sistemlerinin SİHA’lar karşısında yetersiz kaldığı ortaya çıktı. Bu durum Libya’daki iç çatışmalarda da kendini gösterdi. Libya’da meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Türkiye’den savunma işbirliği anlaşmaları kapsamında satın aldığı SİHA’lar için, karşı cenahtaki Rus savunma sistemleri sıradan birer hedef haline geldi. Libya’da SİHA’lar karşısında çaresiz kalan Rus yapımı Pantsirlerin dünya kamuoyunda çizdiği imaj Ruslar için bir endişe kaynağı haline geldi.

Türk SİHA’ları Suriye ve Libya’dan sonra Azerbaycan’ın Karabağ’ı Ermenistan işgalinden kurtarma operasyonlarında da boy gösterdi. Azerbaycan Türkiye’den satın aldığı SİHA’ları harp meydanında etkin bir şekilde kullandı. SİHA’lar Azerbaycan ordusuna çatışma esnasında önemli fırsatlar sağladı.

Türk SİHA’ları Suriye ve Libya’dan sonra Azerbaycan’ın Karabağ’ı Ermenistan işgalinden kurtarma operasyonlarında da boy gösterdi. Azerbaycan Türkiye’den satın aldığı SİHA’ları harp meydanında etkin bir şekilde kullandı. SİHA’lar Azerbaycan ordusuna çatışma esnasında önemli fırsatlar sağladı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türk SİHA’larının Azerbaycan ordusunu güçlendirdiğini ve SİHA’ların Karabağ Zaferi’ne büyük katkı sağladığını belirtti. Türk SİHA’ları elbette bu gelişmelerin ardından dünya basınında sadece medyanın gündeme getirdiği bir konu olmakla sınırlı kalmadı. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Endonezya Genelkurmay Başkanı Hadi Tjahjanto ve Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran Türk SİHA’larının sahada meydana getirdiği etkiyi vurgulayan açıklamalar yaptı. Tüm bu gelişmelerle birlikte, Türk SİHA’larının namı Ortadoğu, Akdeniz ve Kafkasya’nın ötesine, Avrupa ve Orta Asya’ya kadar ulaştı.

Türk SİHA’larının harp tarihine ve güç dengesine etkileri

Türk SİHA’larının Suriye, Libya ve Karabağ’da gösterdiği performans askerî alanda yeni sorgulamaları beraberinde getirdi. İnsansız sistemler olarak can kaybını önlemesi SİHA’ların en önemli avantajlarındandı. Ayrıca pek çok askerî sisteme göre ekonomiklerdi. Diğer taraftan İHA’lar istihbarat toplama konusunda önemli bir işleve sahipti. SİHA’lar karşısında düşman unsurların kolay hedef haline gelmesi harpte önemli bir psikolojik üstünlük sağlıyordu. Böylelikle Türkiye’ye kardeş ve dost olan ülkeler, SİHA saldırılarında düşman hedeflerinin vurulma görüntüleriyle de psikolojik harp açısından önemli kazanımlar elde etmiş oldular. Türk SİHA’larının Ukrayna’da diğer bölgelerdeki gibi itici bir güce dönüşüp dönüşmeyeceği Rus askerî uzmanlarının da gündeminde. Diğer taraftan Suudi Arabistan’ın Türkiye’den SİHA talep etmesi de Türk SİHA’ların bölgedeki dönüştürücü etkisi açısından yeni bir gündemi beraberinde getirebilir.

 Türkiye’nin insansız hava araçları konusunda kaydettiği ilerleme son zamanlarda dış basında sıklıkla gündem olmaya devam ediyor. SİHA ile ilgili dikkat çeken değerlendirmelerden birini de “Tarihin Sonu” tezini ortaya atan Amerikalı siyaset bilimci Francis Fukuyama yaptı. Fukuyama SİHA kullanımının Türkiye’nin bölgesel güç olarak yükselmesine katkı sağladığını ve güç dengesinde belirleyici bir etki oluşturduğunu yazdı.

SİHA ile ilgili dikkat çeken değerlendirmelerden birini de “Tarihin Sonu” tezini ortaya atan Amerikalı siyaset bilimci Francis Fukuyama yaptı. Fukuyama SİHA kullanımının Türkiye’nin bölgesel güç olarak yükselmesine katkı sağladığını ve güç dengesinde belirleyici bir etki oluşturduğunu yazdı. Fukuyama’nın yazısında dikkat çeken diğer bir nokta ise SİHA teknolojisinin kara birliklerinin doğasını değiştireceğini belirtmiş olmasıydı. Savaşlarda kara ordusu ve tanklar, savaşa girilen bölgeyi ele geçirmenin yanında, elde tutmanın da önemli bir unsuruydu. Bu kara orduları için gerekli tank, silah ve sistemlere sahip olmak ve bu sistemleri güncel tutabilmek oldukça maliyetliydi. SİHA’lar tankları kolayca imha edebiliyor ve insansız bir savaş yürüterek savaşların maddi ve psikolojik maliyetini ciddi ölçüde azaltıyordu. Bu durum harbin kurallarını değiştirecek gelişmelere işaret ediyordu.

Kolayca imha edilebilen maliyetli sistemlere olan ihtiyaç, elbette farklı işlevleri nedeniyle tamamen ortadan kaybolmayacaktır; fakat gelişmeler bu sistemlere olan ihtiyacın azalabileceğine işaret ediyor. Böylelikle harpte, savunma ve saldırı konseptinde, SİHA kullanımının yeni bir dönemi başlatmasının muhtemel olduğu söylenebilir. Ayrıca özellikle Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarında kara ve hava sistemlerini entegre kullanma deneyimi kazanan Türk ordusu, elde ettiği bu ender tecrübe ile dünya orduları içinde öne çıkan bir güç haline geldi.

Türk SİHA’ları sahadaki belirleyici rolü ve harpte sunduğu yeni fırsatlarla, pek çok alanda dünya çapında adından söz ettiren bir hüviyet kazandı. SİHA’ların Türkiye’nin bölgede etkin kullandığı bir politika aracı haline geldiği söylenebilir.

Fukuyama “Tarihin Sonu” adlı tezinde, İslam’ın dünyada çok sayıda insana hitap ettiğini, toplumsal düzene de önemli etkileri olduğunu, ancak büyük kitleleri sürükleyip tüm dünya için yeni bir düzen getirecek güçte olmadığını öne sürmüştü. Fukuyama’nın Türk SİHA’larına ilişkin değerlendirmeleri ve “Tarihin Sonu” tezindeki İslam’a karşı yaklaşımı, Türkiye’nin bölgesel dönüştürücü rolüyle birlikte okununca ortaya farklı değerlendirmeler çıkar mı, bunu zaman gösterecek. Fakat Türkiye’nin bölgede çatışmaları azaltan veya sonlandıran askerî ve siyasi adımları, Türk SİHA’larının dönüştürücü etkisinin yanı sıra Türkiye’nin bölgesel barışa sunduğu katkılarla beraber okunduğunda, yeni yorumların gelmesi beklenebilir. Belki de “Tarihin Sonu” tezi “Tarihin Dönüşü” değerlendirmelerine evrilebilir.

Sonuç olarak, Türk SİHA’ları sahadaki belirleyici rolü ve harpte sunduğu yeni fırsatlarla, pek çok alanda dünya çapında adından söz ettiren bir hüviyet kazandı. SİHA’ların Türkiye’nin bölgede etkin kullandığı bir politika aracı haline geldiği söylenebilir. Türkiye’nin SİHA politikasının, dünyada yakın dönemin medyatik teknolojisi olan Rus Pantsir hava savunma sistemlerine karşı operasyonel başarısı ve sahada hedeflerin vurulma anını gösteren görüntülerle psikolojik bir etki alanı oluşturduğu söylenebilir. Türk SİHA’larının, silah satışını tekelinde tutan küresel güçlere karşı ticari, düşman ordularına verdiği mesajlarla rakipsiz ve harp tarihine bıraktığı izler bakımından tartışmasız bir konuma yükseldiği görülebilir.

[Mustafa Öztop Marmara Üniversitesi Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora öğrencisidir]

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Günün Anketi Tümü
En çok hangi sosyal ağ sitelerini kullanıyorsunuz?
Namaz Vakti 29 Nisan 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 33 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16