Rûnê hîzin tarifi
Aşçı Şehnaz Akyıl, çok eskilerden bugüne gelen bu tarifi, kendisinin de büyüklerinden öğrendiğini söylüyor. Şehnaz, rûnê hîzin tarifini anlatıyor: “Öncelikle tereyağı tavada eritiyoruz, sonra tavayı ocaktan alıyoruz. 10 dakika da soğumasını bekliyoruz. İlk sıcaklığı geçtikten sonra tekrar ocağın üzerine alıyoruz. Ardından pekmezimizi ekliyoruz. Pekmezi ekledikten sonra sürekli karıştırıyoruz. Yağla beraber iç içe giriyor ve sarılığı bitiyor, rengini pekmeze bırakıyor ama çok kaynatmamalıyız. Çünkü çok kaynatınca pekmez yanar. 5 dakika civarında pekmezle beraber kaynattıktan sonra ocaktan alıyoruz, soğuk bir yerde bekletiyoruz. Katılaşıp, soğuyana kadar karıştırmaya devam ederiz. Ne kadar karıştırırsan o kadar iyi katılaşır ve şeklini alır.”
‘Yaralara şifa diye bilinir’
Rûnê hîzin yaralara da şifa olduğunu söyleyen Şehnaz, faydalarından birinin de yeni doğum yapan kadınlarda görüldüğünü ekliyor. Şehnaz. “Eskiden bunu tüketenler çabucak kendine gelir ve hemen toparlanırdı. Hatta kışın soğuk alanların da tükettiği bir tariftir. Hasta düşenlere birebir iyi geldiğini öğrenenler hemen bu tarifi isterler. Bunu yiyince ağrının daha erken durduğunu belirtmek isterim” ifadelerine yer veriyor.
Her zaman tüketilebilir
Hem tat olarak hem de şifa olarak iyi olan rûnê hîzin çok zor ve zahmetli olduğunu belirten Şehnaz, “Eskilere dayalı olduğu için herkes bilmez tarifini. Ben küçükken nenemlerin evine gittiğimde görürdüm rûne hîzi. Yazın yaparlardı, kilerlerin serin yerine koyup kışın tüketirlerdi. Sadece kışın değil 12 ay boyunca tüketilirdi. Kahvaltı öğünü olarak da yapılırdı. İçerisinde şeker yok. Doğal ürünlerle yapılır. Sadece tereyağı ve pekmezle yapılıyor. Bir çalışanıma vermiştim. Beni çok çok eskilere götürdü demişti. Bu söz beni çok etkiledi ve mutlu etti” diyor.