Türk gençliği cinsiyet eşitliğinin olmadığını düşünüyor. Nitekim YANINDAYIZ Derneği adına Evrim Kuran Danışmanlık tarafından yürütülen Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algısı araştırması bunu doğrular nitelikte. Türk gençliğinin yüzde 83’ü ülkemizde cinsiyet eşitliği olmadığını düşünürken yüzde 70’i yaşamları boyunca en az bir kez cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğradığını söylüyor. Gençlerin yüzde 82’si şiddete uğradığını belirtirken şiddet çeşitlerinde psikolojik şiddet ise en yaygın şiddet türü olarak karşımıza çıkıyor. Gençlerimizin yüzde 88’i psikolojik şiddet, yüzde 48’i dijital şiddet, yüzde 43’ü ekonomik şiddet, yüzde 31’i fiziksel şiddet, yüzde 22’si cinsel şiddet mağduru.
Gençlerin; cinsiyet eşitliğine yaklaşımı, kadına yönelik şiddet algısı, Türkiye’deki kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmalarına dair bakışı, şiddeti algısı, gençlerin şiddete maruz kalıp kalmadığı ile ilgili bulguların yer aldığı Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algısı Araştırması, Türkiye’nin 81 ilinden ve 28 ülkeden 18-35 yaş aralığındaki gençlerin katılımıyla gerçekleşti. 16 Şubat- 4 Nisan 2022 tarihleri arasında web tabanlı anket aracılığıyla yapılan ve toplamda 12.925 kişinin katıldığı araştırma, Türkiye’de bu alanda yapılan en kapsamlı ve en geniş katılımlı araştırma olması açısından da büyük önem taşıyor. “Askıda Ne Var” aracılığıyla anketi dolduran 3 üniversite öğrencisi 1.000 TL’lik nakit burs kazandı.
Kadınlar ve erkekler her alanda eşit değil
“Bu ülkede bir kadın olarak yer edinmenin çok zor olduğunu düşünüyorum.”
Gençlerin yüzde 87’si kadın ve erkeğin her alanda eşit olmadığını düşünüyor.
Gençler, toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığını düşünüyor
“Türkiye’de kadın erkek eşitliği olmadığı bir gerçek, fakat coğrafya kader değildir, düşüncelerimiz dürtülerimiz, öğrendiklerimiz kaderimizi belirler. Düşüncelerimizi eğitim yüceltir.
Gençler yüzde 83 oranla Türkiye’de cinsiyet eşitliği olmadığını düşünüyor. Bu oran, erkeklerde yüzde 72, kadınlarda yüzde 87 diğer toplumsal cinsiyetlerde ise yüzde 84.
Gençler, cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğruyor.
Gençlerin yüzde 70’i yaşamları boyunca en az bir kez cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğruyor. Genç kadınların yüzde 82’si, erkeklerin yüzde 40’ı cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğruyor.
Gençlerin yüzde 54’ü cinsiyetinden dolayı ayrımcılıkla karşılaştığında yeterli tepkiyi gösterebiliyor.
Gençlerin yüzde 82’si şiddete uğruyor.
“Bu ülkede kadın-erkek eşitliğinin sadece lafta olduğunu düşünüyorum. Her gün bir cinayet ve şiddet haberi görüyoruz. Bu gittikçe artıyor. Kadınlar bu ülkede nefes almaya korkar oldu”
Kadınlar yüzde 87 oranında şiddete uğruyor; erkeklerde yüzde 70 olan bu oran diğer toplumsal cinsiyetlerde yüzde 82.
Psikolojik şiddet en yaygın şiddet türü.
“23 yıllık yaşantımın her saniyesinde kadın olarak psikolojik, cinsel, ekonomik şiddete maruz kaldım. Bu şiddeti uygulayanlar yabancı insanlar değil abilerim, komşularım, arkadaşlarım gibi yakın çevremden insanlardı. Bunu değiştirmek için her zaman çabaladım ve çabalamaya da devam edeceğim”
Gençlerin yüzde 88’i psikolojik şiddet, yüzde 48’i dijital şiddet, yüzde 43’ü ekonomik şiddet, yüzde 31’i fiziksel şiddet, yüzde 22’si cinsel şiddet mağduru.
Gençlerin yüzde 36’sı flört şiddetine maruz kalıyor.
“Flört şiddeti konusunda farkındalığın düşük olması ve şiddetin nedeninin sevgi olarak nitelendirilmesi, flört şiddetinin sürekliliğine katkı sağlıyor.”
Genç kadınların yüzde 40’ı, erkeklerin yüzde 25’i flört şiddetine uğrarken bu oran diğer toplumsal cinsiyetlerde yüzde 47’ye kadar yükseliyor. Gençlerin yüzde 91’i, partnerlerinin kendilerini cinsel ilişkiye zorlamalarını şiddet olarak görüyor. Kadınların yüzde 98’i, erkeklerin ise yüzde 73’ü, diğer toplumsal cinsiyetlerin yüzde 89’u, bu ifadeye katılıyor.
Gençlerin yüzde 77’si partnerlerinin kendilerini giyiminden dolayı kısıtlamasını şiddet olarak görüyor. Genç kadınların yüzde 85’i, diğer toplumsal cinsiyetlerin yüzde 81’i ve erkeklerin yüzde 56’sı giyiminden dolayı kısıtlanmayı bir şiddet türü olarak algılıyor.
Bununla birlikte, kıskançlık bir şiddet türü olarak algılanmıyor. Gençlerin sadece yüzde 27’si kıskanılmayı şiddet olarak görüyor.
“Kıskançlık şiddet değildir kısıtlamalar başlarsa o zaman psikolojik şiddet başlar; bu psikolojik şiddet gittikçe artarak devam edebilir”
Dijital şiddete dikkat
“Partnerimin istemediğim herhangi bir şeyi bana dayatmasını, şifremi paylaşmak istemediğim halde zorlamasını veya kısıtlama noktasında kıskançlığını şiddet olarak görürüm.”
Gençlerin yüzde 61’i partnerlerinin sosyal medya hesaplarının şifrelerini istemesini şiddet olarak görüyor. Kadınların yüzde 68’i, erkeklerin yüzde 46’sı bunu bir şiddet türü olarak algılıyor.
Erkeklerin desteği önemli
Gençlerin yalnızca yüzde 6’sı kadınların tam anlamıyla eşitliğe ulaşmasında erkeklerin desteğini yeterli buluyor. Erkeklerin yüzde 10’u, kadınların sadece yüzde 4’ü bu desteği yeterli buluyor.
Gençlerin yüzde 80’ine göre Türkiye’de cam tavan var.
“Türkiye’de özellikle staj dönemi veya iş başvuru sürecimde cinsiyetimden dolayı kabul edilmediğim çok şirket var ve uzun bir süre de bu böyle devam eder gibi görünüyor.”
Genç kadınların yüzde 86’sı, genç erkeklerin yüzde 64’ü Türkiye’de cam tavan uygulamalarının olduğunu düşünüyor.
Kurumların çalışmaları yetersiz
“Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için toplumsal hareket gerektiğini düşünüyorum. Medya, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının yardımı olmadan başarıya ulaşamayız ama çalışmaları yeterli değil.”
Gençler, yüzde 25 oranıyla en fazla sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yeterli buluyor. Gençlerin yalnızca yüzde 4’ü siyasi partilerin bu alandaki çalışmalarını yeterli bulunuyor. Türkiye’den göç eden gençler, Türkiye’de yaşayan gençlere göre kurumların çalışmalarını daha yetersiz buluyor.