Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

Beyazlayan saçların eski rengine dönmesi mümkün mü?

YAŞAM

Saçların beyazlamaya başlaması doğal yaşlanma sürecinin bir parçası ama ne kadar doğal olursa olsun beyaz saçlar bizi mutsuz edebiliyor. Yapılan yeni bir araştırma ise beyazlayan saçlarından mustarip olanların yüzünü güldürecek. Araştırmaya göre beyazlayan saçların eski rengine dönebilmesi mümkün! 


Yaşlandıkça, saçımızın orijinal rengi rengini kaybedip grileşiyor. Bunun nedeni melanin adı verilen pigmentin kaybı. Ancak yapılan araştırmalar saçlardaki grileşme sürecinin en azından geçici olarak geri alınabileceğini ortaya koyuyor.

“Stresten saçlarım bembeyaz oldu, üzüntüden bir gecede saçlarım ağardı” diyen insanlara hepimiz şahit olmuşuzdur. Doğal yaşlanma süreci ve genetiğimizin etkisi ile 30'lu yaşlarımızdan itibaren saçlarımız beyazlamaya başlıyor. Ancak bu süreçte stresin de saçların beyazlamasında etkili olduğu düşünülüyor ve bu konuda pek çok araştırma yapılıyor.

Bu araştırmalardan biri de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Columbia Üniversitesi tarafından yapıldı ve beyazlayan saçların boyamadan eski doğal rengine dönmesinin mümkün olduğu ortaya koyuldu. "Doğal yeniden pigmentasyon" kanıtı bulmak için yapılan bu çalışmada araştırmacılar, saçların beyazlamasının stres ve yaş ile bağlantısını bulabilmek için bir bilgisayar modeli oluşturdu.

Araştırma kapsamında öncelikli olarak herhangi bir saç telinin belli bir dönemde gri mi, beyaz mı yoksa renkli mi olduğunu gösteren 323 protein belirlendi. 7 kadın ve 7 erkekten oluşan katılımcıların orijinal saçları çalışma kapsamında analiz edildi. 

Araştırmaya göre saçlardaki renk değişiminin stresle alakalı olduğunu gösteren bazı bulgulara rastlandı. Araştırma ekibinden Dr. Martin Picard, "Katılımcılardan biri tatile gitti ve bu süre zarfında 5 saç telinin renginin yeniden koyulaştığını gördük" dedi. Stresi azaltmak ve tatile çıkmak, beyazlayan saçların rengini eski haline döndürmüştü. Ancak araştırmacılar, saçın yeniden orijinal rengine dönmesinin sadece belirli yaşlarda görüldüğünün, saçın grileşmeden önce bir eşiğe ulaşması gerektiğinin, zaten beyaz renkli çıkan saçın ise renginin değişemeyeceğinin altını çiziyor. Orta yaşlarda, biyolojimiz ve stres gibi diğer etkenler saçların renginin beyazlamasına neden oluyor. 

Çalışmanın baş yazarı Rosenberg, araştırmanın sonuçlarına göre 40 yaş üzerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, ileri yaşlarda saçları yıllardır beyaz olan birinin stresini azaltmasının eski saç rengine kavuşması için yeterli olmayacağını söylüyor.

Geçtiğimiz yıllarda da Sao Paolo ve Harvard Üniversitelerinden araştırmacıların saç beyazlaması ile ilgili benzer çalışmaları Nature dergisinde yayımlandı. Harvard Üniversitesi araştırmacısı Prof. Ya-Cieh Hsu "Saç ve ciltteki değişimlerinin en büyük sorumlusunun stres olduğundan artık eminiz" sözleri ile stres faktörünün önemli olduğunu söyledi.

Araştırma doğrultusunda acı yaşayan farelerin vücutlarında salgılanan adrenalin ve kortizol, sinir sistemlerini etkileyerek şiddetli strese, kalplerinin daha hızlı atmasına ve tansiyonlarının yükselmesine sebep oluyor. Bu durum, saç köklerinde oluşan melanin hormonunu etkileyerek saç köklerinin azalmasında artışa yol açıyor.

Prof. Hsu, araştırma bulgularının stresin zarar verici etkisinin, tahmin edilenden daha fazla olduğunu gösterdiğini söylüyor. 

Başka bir deneyde ise araştırmacılar bu değişimi farelere yüksek tansiyon hastaları için kullanılan, aşırı duyarlılığı engelleyen bazı ilaçlar verdiklerinde saçta oluşan değişimlerin engellendiğini gözlemlediler.

O deneyde de acı çektirilen fareyle çekmeyen fareleri karşılaştırarak stresle birlikte oluşan ve kök hücrelere zarar veren proteini tespit ettiler.

Peki stres saçları nasıl beyazlatıyor?
Beyazlayan saçlar boyamadan eski rengine dönebilir mı?
Stresin saç beyazlamasında rolü çok mu büyük?
Yapılan bu araştırmaların sonuçlarını Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Numan Konuk, Dermatolog Doç. Dr. Zekayi Kutlubay ve Yasemin Fatih Amato ile konuştuk.

Zekayi Kutlubay, saç kökündeki renk veren pigment (melanin) üretim kapasitesinin ve melanin miktarındaki azalma ya da yok olmanın saçlarda beyazlamaya neden olduğunu, yaş ilerledikçe vücuttaki melanin üretimi azaldığını söylüyor. “Saçın beyazlaşması, yaşlılık belirtisi olarak algılandığından, erken beyazlama estetik kaygılar nedeni ile kişiyi psikolojik olarak da sıkıntıya sokabilir" diyor. Kutlubay, saçların erken beyazlaşmasının nasıl geliştiğinin henüz tam olarak bilinmediğini fakat genetik yatkınlığın en başta gelen nedenlerden olduğunu belirtiyor.

”Vitiligo hastalığı saç beyazlamasında bir başka faktördür. Diğer sebepler erken yaşlanma bozuklukları, Vitamin B12 eksikliği, tiroid problemleri, atopi yani allerjik yapı, bazı kemoterapi ilaçları ve otoimmün hastalıklardır. Tiroid bezinin az çalışması saç beyazlaması veya saç dökülmesi gibi durumlara yol açabilir. B12, kalsiyum, C ve D vitamini, bakır, demir ve demir deposunun (ferritin) eksikliği saç beyazlamasına neden olan vitamin ve mineral eksiklikleridir.” diyor.

SİGARA İÇENLERDE SAÇ BEYAZLAMASI DAHA SIK GÖRÜLÜR

Sigara içenlerde saç beyazlamasının daha sık görüldüğünü vurgulayan Kutlubay, dengesiz ve yetersiz beslenmenin, protein kaybına neden olan kronik hastalıkların da beyazlaşmaya neden olduğunu belirtiyor. Beyaz ırkta saçlarda grileşme ve beyazlaşmaya başlamanın yaş ortalamasını 34 yaş civarında olduğunu söyleyen Kutlubay, “Son zamanlarda birçok bilimsel çalışmada saçların grileşmesinde serbest oksijen radikallerinin etkisi üzerinde durulmuştur. Saç köklerinde oksidatif stres ultraviyole, çevre kirliliği, psikolojik faktörler ve saçlı deri inflamatuar hastalıklarında da ortaya çıkabilmektedir.” diyor.

Bu araştırmada söylendiği gibi beyazlayan saçların rengi geri döner mi? diye sorduğumuzda Kutlubay, “Beyazlaşan saçların eski rengine dönme ihtimali var fakat olasılık düşüktür” yanıtını veriyor ve ekliyor.

“Eğer ki beyazlaşmaya neden olan vitiligo, vitamin eksiklikleri, stres ve depresyon gibi bir durum varsa ve bu sorun tedavi edilirse saçlar eski rengine dönebilir. Sebep ne kadar erken ortadan kaldırılırsa, saçlar o kadar hızlı eski haline döner. Gençlerde daha etkilidir. Özellikle yaşlı bireylerde sorunu çözmek saç beyazlamasını tedavi etmeyebilir, işe yaramazsa saç boyama gibi ya da doğal boyalardan kına gibi kozmetik çözümler tercih edilebilir. Bir başka yöntem PRP’dir. Kişinin kendi kanını alıp, hücrelerine ayrıştırıp, saçlı deriye enjekte ederiz. Burada amaç, salgılanan büyüme faktörlerinin melanin sentezini uyarmasıdır.”

Yasemin Fatih Amato, genç yaşlarda saç kökündeki melanin pigmentlerini yapan hücrelerin sayısının 1000 - 2000/mm2  adet civarında olduğunu, zamanla melanin üreten hücre sayısı ve hücrelerin üretiminin azaldığını söylüyor. 

Beyaz saç tellerinin de tıpkı renkli saç telleri gibi esnek ve uzama hızlarının da aynı olduğunu, yani beyazlaşan saçların yapısının değişmediğini, pigment azaldığı zaman gri, pigment yok olduğu zaman beyaza dönen saçların kalitesinin renginden çok yaşlanma belirtileriyle birlikte bozulduğunu belirten Amato, ağır anemi, hipertiroidi, ağır endokrin hastalıklar, beslenme bozukluğu ve kanser hastalarında hızlı beyazlanmanın söz konusu olabileceğini ancak bu olumsuzluklar ortadan kaldırılırsa grileşmeye başlayan saçlarda geriye dönüşün mümkün olacağını söylüyor.

BEDEN VE RUH SAĞLIĞI BİR ELMANIN İKİ YARISI

Numan Konuk, bu araştırmanın kozmetik amaçlı yapıldığını, Marie Antonette sendromu olarak da bilinen ağır stres karşısında saçların aniden beyazlamasının psikosomatik olgulardan biri olduğunu çünkü beden ve ruh sağlığının bir elmanın yarısı gibi birbirini tamamladığını söylüyor.
Yakın zamanda Harvard Üniversitesi araştırmacılarının bu olgunun mekanizması üzerine bir araştırma yaptıklarını belirtiyor ve araştırmanın detaylarını anlatıyor.

“Stres sonrasında böbrek üstü bezinden kortizol hormonunun yani adrenalinin salınmasının bütün beden organları üzerine olumsuz etkiler yaptığı bilinmekte idi.  Ancak bu araştırmacılar kortizol salınmasını devre dışı bıraktıkları (böbrek üstü bezini çıkartarak) halde saçlardaki beyazlamanın durmadığını tespit ettiler. Saçlara rengini veren kıl kökündeki pigmentlerin “sempatik sinir sistemi” aracılığı ile her bir kıl folikülüne giderek pigmentleri yenileyen kök hücreleri tükettiğini buldular. İşleyen bu mekanizma sonucunda bu kök hücreler pigment üreteceği yerde pigment depolarını boşaltıcı bir işlev görür hale gelip saçın renklenmesinin önüne geçiyor. Dolayısı ile stresi azaltmanın saçlardaki erken beyazlamanın önüne geçilebileceği yönünde araştırmalara yönelindi.” 

Konuk, prematüre-erken saç beyazlamasının her zaman bir hastalığa ya da strese işaret etmeyeceğinin altını çiziyor. Genetik faktörler ya da stresten başka faktörlerin de aynı sonucu doğurabileceğini ekliyor.

SAÇI BOYAMAK VE BEYAZ SAÇ TELLERİNİ KOPARMAK BEYAZLARI ÇOĞALTMAZ

Kutlubay bilinenin aksine saç boyamanın saçların erken beyazlamasına neden olmadığını, bazı uzmanların saç boyalarının içinde bulunan bir takım maddelerin beyazlaşmayı kolaylaştıracağını iddia etseler de; bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek olmadığının altını belirtiyor.

Yine en sık dile getirilen yanlışlardan biri de beyaz saçları koparmanın beyaz saç tellerini çoğaltacağını düşüncesinin çok yanlış olduğunu söyleyen Kutlubay, koparılan saç telinin diğer saç köklerini etkilemeyeceğini ve bu konuda endişe duymaya gerek olmadığını vurguluyor.

Kaynak: Daily Mail, BBC News

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.