EMRE BOL - PSİKOLOJİ BOZUK!
Bir oyuncu grubuna her türlü fiziksel destek vermek kolaydır. Zor olan o oyuncu grubunun psikolojisini düzeltmek! Bence Fenerbahçe'nin en önemli sorunu psikolojik! Bireysel olarak baktığımızda bütün oyuncular birbirinden yetenekli. Diğer takım taraflarlarına soruyorum: Hangi Fenerbahçeli futbolcuyu takımınızda görmek istersiniz? Nerdeyse hepsini… Peki sorun nerede?
Çok iyi bir takımken, alınan olumsuz sonuçlar, "kafa olarak" Fenerbahçeli futbolcuları bitirmiş. Pereira bu takımla sadece maç kaybetmedi. Fenerbahçe ruhunu da bitirdi. Toparlaması da İsmail Kartal'a kaldı.
Hakem Hüseyin Göçek'in layıkıyla yönettiği bir maç hatırlamıyorum. Önümüzdeki sezon büyük ihtimalle "diğer" mesleğine geri dönecek. Arkasına baktığında iyi bir iz bırakamamak ne kötü.
İsmail hoca yanlışları, doğruya çevirmek için elinden geleni yapıyor. Psikolojisi bu kadar bozuk bir oyuncu grubunu yeniden oyuna sokmak öyle kolay değil elbette. Bize kaybetse de topu yiyecek adam lazım, gol olduğunda Crespo gibi sevinecek adam lazım, taca çıkacak topu koşup çıkaran adam lazım. Sonuçlar önemli değil inanın. Kaybetse de Fenerbahçeli gibi kaybeden adam lazım.
İrfan Can hangi takıma gitse inanın yıldızı olur. Gelin görün ki sıkıntılı Fenerbahçe'nin içinde kendini göstermeye fırsat bulamadı. Altay karşısında yüzde 100 pas isabetiyle oynadı, 1 gol 1 asist yaparak maçın yıldızı oldu. Şampiyon olmak her şey demek değil. Önemli olan eldeki değerlere sahip çıkmak. Ne yazık ki Fenerbahçe taraftarı bu konuda yetersiz. İsmail Kartal'ın bu durumu çözecek yegane teknik adam olduğunu düşünüyorum. Sadece biraz sabır Fenerbahçeli dostlar
GÜRCAN BİLGİÇ - UMUT VERDİ
Zor maçın, daha zor hale gelmesiyle ilk senaryo gerçekleşti. Dargınların barışacağı maçta, rakip kaleye tehlikeli bile gidememişken, Altay öne geçti. İsmail Kartal'ın Kadıköy buluşmasında taraftarlarına sadece galibiyet değil, mücadele eden, isteyen, arayan ve pozisyonlar bulan bir takım gösterme amacı vardı. Öz güvenin bıçak sırtında olduğu takımın ayağa kalkması için elini çabuk tutması gerekiyordu. Fakat tam saha baskıyı soluksuz uygulayan bir rakip vardı karşılarında. Bu noktada İrfan Can, bu takıma neden transfer edildiğini gösterecek fırsatı buldu.
İlk gole, hem pişirip, hem yiyen bir usta gibi ismini yazdı. Asistin sahibi Serdar Dursun'a, ikinci golün ortasını da yaparak çok ihtiyaçları olan "öne geçme" sayısına ulaştılar. Soğuk geceyi ısıtan sadece "kazanmak" değil. 4-1-4-1 ile kanatları beklerle kullanmak isteyen İsmail hoca, ikinci 45'te sol kanadın iki oyuncusuna da (Szalai-Pelkas) hamle yaptı.
Ferdi ile sola hareket geldi, Osayi'nin öne gelmesiyle birlikte Nazım Sangare de hücumun bir parçası oldu. Hem oyunun, hem skorun üstünlüğünün sağlandığı bu bölüm, Altay'da kaleden uzak tutarak, tek şutta kalmasını sağladı. Gencecik kalecisi, resital yapar gibi oynayan Osayi ve Ferdi, skora damgalarını vuran İrfan Can ve Serdar Dursun'la, taraftarına "vazgeçmiyoruz" mesajını veren bir takım seyrettik.
İsmail Kartal, söylediklerini yaptırmanın peşine düştü. Mesut'u kenarda tutması, oyuncunun buna pozitif reaksiyon vermesi, birbirlerinin hatalarını örtmek adına koşmaları, oyuncu grubuyla kol kola girdiğini de gösteriyor. Bir sonraki maçta yeni kahramanlar çıkartmanın peşine düşmeli.