Gülistan Azak
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) böbrek kanserine ilişkin yayınladığı verilere göre, 2018 yılında tüm dünyada yıllık 403 bin yeni vaka görülürken, 2040 yılında bu sayı yaklaşık 650 bin yeni vaka olarak beklenileceği belirtiliyor. Türkiye’de kanserin görülme sıklığını 100 bin kişi arasında 4,6 oranında olduğu ifade edilirken, 2018 yılında ise 4 bin 278 yeni vakanın tespit edildiği, bu sayının 2040 yılında yaklaşık 7 bin 831 olması beklenildiğine dikkat çekiliyor. Türk Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İsa Özbey, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’na ilişkin böbrek kanserine dair paylaştığı bilgileri derledik.
En sık teşhis edildiği yaş dilimi 60 ve 70 yaş aralığı
Böbrek kanserinin batı ülkelerinde en sık görülen 10 kanserden biri olduğu, Türkiye’de görülme sıklığı içerisinde 15’inci sırada olduğu ifade ediliyor. Yaşlı insanlarda daha fazla ve erkeklerde iki kat daha fazla gözüktüğü kaydedilen böbrek kanserinin sebeplerinden birinin obezite ve sigara kullanımı olduğuna yer veriliyor. Öte yandan böbrek kanserinin en sık teşhis edildiği yaş dilimi ise 60-70 yaş aralığı olduğuna dikkat çekiliyor.
Böbrek kanserinin risk faktörleri
Tütün kullanımı, ileri yaş ve erkek cinsiyet, yüksek kalorili diyet ve kızartma türü yiyecekler, aşırı kilo, tansiyon yüksekliği, diyalize giren hastalar, tüm organ nakilleri, bazı kimyasallara (kadmiyum, arsenik, trikloretilen) maruz kalma, genetik risk faktörleri (von Hippel-Lindau Sendromu, Birth-Hugh Dube Sendromu vb.) ve radyasyonun, böbrek kanserinin risk faktörleri arasında yer aldığı belirtiliyor.
Böbrek kanserinin başlangıcında belirti yoktur
Böbrek kanserinin başlangıcında herhangi bir belirtinin olmadığı, tümörün yayılmasıyla idrarda kan görülmesi, nedensiz gelişen bel ağrısı, karında şişlik, halsizlik, iştah kaybı, nedensiz kilo kaybı, ateş, kansızlık, yüksek tansiyon gibi belirtiler ortaya çıktığı kaydediliyor.
Böbrek kanserlerinin yüzde 90’ı böbrek hücreli kanserler
Böbrek kanserlerinin yaklaşık yüzde 90’ının böbrek hücreli kanserler olduğu, en sık görülen şeklinin ‘berrak hücreli’ kanser olduğunu daha az sıklıkla papiller tip böbrek hücreli kanser ve kromofob hücreli kanserler görüldüğü vurgulanıyor. Hastalığın tespiti durumunda ileri bir evrede olmadığı durumda ürolog tarafından genellikle kitlenin veya böbreğin cerrahi olarak çıkarılması ve sonrasında düzenli takip ile hastanın izleminin yapılması yeterli olacağına dikkat çekiliyor.
Erken tanı ve düzenli tarama önerisi
Böbrek hücreli kanserli hastaların kemoterapi ve radyoterapiden fayda görmediği, ancak son yıllarda bağışıklık sistemini kuvvetlendirici tedavilerle belirli oranda hastalığın kontrol altına alındığı da kaydediliyor. Yavaş yavaş büyüyen ve genellikle belirti göstermeyen böbrek kanserlerinde, erken tanı ve en az yılda bir kez ayrıntılı sağlık kontrollerinin yaptırılması gerektiği ifade ediliyor.