Gelelim asıl konuya. Yasanın çıkmaması için bazı kesimler, özellikle de hasar aracıları, trafik sigortasındaki değişikliklerin vatandaşın aleyhine olacağını, devletin vergi kaybına uğrayacağını, kamunun yargılama harç zararı oluşacağını öne sürerek, ciddi lobi faaliyeti yürüttüler, Meclis’te komisyonları ve komisyon üyelerini etkilemeye çalıştılar.
Yasa çıktı, ama şu oldu; vatandaşın kafası karıştı. Nereden mi biliyorum? Okuyuculardan gelen, ‘sigortadan az mı tazminat ödenecek?’, ‘devlet gelir kaybına mı uğrayacak’ benzeri sorulardan anlıyorum. Bu kesimler, bu iddialarını sosyal medya üzerinden benimle de paylaştılar.
İddialar doğru mu diye sordum soruşturdum, hem sigortacılarla hem de hukukçularla konuştum. Anlatayım ki, artık bu trafik sigortası konusu kapansın.
KİMLER, NEDEN İTİRAZ EDİYOR?
İddia: Tazminatlar öz ödeneceğinden devlet vergi kaybına uğrayacak.
Doğrusu: Trafik sigortasından ödenen vefat ve sakatlık tazminatlarında devlet bugüne kadar sigorta şirketi ya da vatandaştan herhangi bir vergi almadığı için gelir kaybı söz konusu değil. Böyle bir vergi hiç olmadı, olmayacakta.
İddia: Çıkan yasa nedeniyle mağdurlar daha düşük tazminat alacak.
Doğrusu: Konu biraz teknik, basitleştirerek anlatayım. Trafik sigortasında vefat tazminatı sigorta genel şartlarına göre; kişinin yaşı, geliri, bakmakla yükümlü olduğu kişiler gibi birçok kritere göre hesaplanıp, çıkan tazminat geride kalanlara ödeniyor.
2015 yılından beri de belirli standart uygulanarak ödeniyordu. 2020’de Anayasa Mahkemesi tazminat hesaplamasının genel şartlarla düzenlenemeyeceğine, kanunla yapılması gerektiğine hükmetti. Ancak tazminat hesaplama yöntemi ile ilgili bir karar vermedi. Şimdi o kanun çıktı. Dolayısıyla 2020’nin ortasına kadar tazminat nasıl ödeniyorsa şimdi yine aynı şekilde ödenecek. Ödenecek tazminatlarda herhangi bir düşüş olmayacak.
TAZMİNATLAR DÜŞECEK Mİ?
İddia: Tazminatlar düşeceğinden mahkemelerin alacağı harçlar azalacak, kamu zararı oluşacak.
Doğrusu: Zaten yasanın amacı da bu; tazminatların yargıya gitmeden çözülmesi, yargının yükünün azaltılması, vatandaşların yıllarca yargı kararını beklemeden tazminatını alması. Zaten vatandaşı yargıya zorlayan hasar aracıları. Ne yapıyorlardı? ‘Dava açalım, üç-dört katı tazminat alırız’ diyerek, vatandaşları kandırıp, ellerinden vekalet alıyorlardı. Sonra da sigorta şirketlerine dava açıyorlardı.
Bu nedenle de 350 binden fazla tazminat dosyası mahkemelerde çözülüyor. Sonra ne oluyor? Mahkeme tazminata hükmediyor, tazminatın yüzde 40-50’sini aracı komisyon adı altında cebe indiriyor, kalanı vatandaşa ödüyor.
Vatandaş aynı tazminatı hatta belki daha fazlasını, zamanında sigorta şirketinden alacağına; mahkeme nedeniyle 2-3 yıl sonra alabiliyor. Yani vatandaş, hasar aracıları nedeniyle mağdurdu. Yeni yasa ile mağduriyet bitmiş oldu.
Özetle, iddiaların hiçbir dayanağının olmadığını, yeni yasanın, devletin ve vatandaşın faydasına olduğunu, kimsenin mağdur olmayacağını öğrendim.
Elbette mağdur olan bir kesim var; onlar da işte bu hasar aracıları. Bu arada şunu da belirteyim, bir iki hafta içinde hasar aracılarının mağdur ettiği birçok okuyucu da mağduriyetlerini benimle paylaştı. Gerekirse gelecek yazılarımda bunlara da değinirim.
(HÜRRİYET)