2019 yılında Suriye’nin Azez kentinde meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitiren Deniz Piyade Komando Sözleşmeli Er Ramazan Önal’ın Malatya’nın Battalgazi ilçesinde yaşayan çocuklarının şehit statüsünde sayılmasını istiyor.
Baba Recep Önal, çocuğunun mühimmat patlamasında hayatını kaybettiğini ve o gün askeri törenle defnettiklerini ancak sonrasında savcılığın olayın şüpheli ölüm olarak kapatıldığını söyledi. Oğlunun mühimmat patlamasında şehit olduğunu iddia eden baba Önal, “ Oğlum Suriye Azez’de de şehit oldu. Bize mühimmat patlaması dediler. Gerçekten de mühimmat patlamış cenazemiz geldi. Burada töreni yapıldı ve defnettikten sonra otopsiden dolayı bize cenazeyi de göstermediler” dedi.
Önal, oğlunun vefatından 1,5 yıl sonra şahadet belgesini almak için gittiği Kilis’te oğlunun şehit olmadığını öğrendiklerini belirterek, “Kilis’e gittim savcının yanına savcı dedi ki sizin oğlunuz şehit olmuş biz soruşturmayı bitiririz haklarınız neyse vereceğiz. Ondan bir sene sonra savcı değişmiş bizim de haberimiz yok. Biz tekrar Kilis’e gittik. Dedik dosya ne olmuş diye gittiğimizde savcı değişmiş. Yeni savcıya devredilmiş. Savcıyı gördük. Savcı dosyaya baktı bana dedi ki “ senin oğlun şehit olmamış intihar etmiş.” Niye intihar etmiş dedim. Senin oğlun intihar etmiş, mühimmat patlaması yok. Ama savcı yalan söyledi bize gerçekten mühimmat da patlamış el bombası da patlamış. Bundan haberimiz de var. Komutanlar da söyledi” ifadelerini kullandı.
“ Savcı bize şehit değil şüpheli ölüm dedi şok olduk”
Oğlunun şehit değil de şüpheli ölüm olarak gösterildiğini ve bunun araştırılmasını isteyen baba Önal ise “ Savcı bize ‘senin oğlunun Suriye’de ne işi var. Türk askerinin Suriye’de ne işi var. Ben mi gönderdim oğlumu bir savcı bunu bana nasıl söyler. Ondan sonra şüpheli ölüm verdi bir buçuk sene sonra. Devlet büyüklerimiz de geldi hepsi törene dediler avukat tutmanıza gerek yok. Zaten haklarınız verilecek biz de devletimize güvendik, adaletimize güvendik. Ama savcı bize böyle deyince biz orada şok olduk. Eve geldik sonra dosyayı kapattı bize şüpheli ölüm gönderdi. O yüzden ben iki kez kalp krizi geçirdim. Biz adalet istiyoruz. Ben oğlumu dağa göndermedim terörist diye. Biz askere gönderdik. Biz vatan haini değiliz ki adalet istiyorum devletimizinden, cumhurbaşkanımızdan. Bir adalet savcısı bana, senin oğlunun Suriye’de ne işi var diyemez. Cumhurbaşkanlığına da Adalet bakanlığını da söylüyorum herkese söylüyorum” diye konuştu.
Anne Ümmühan Önal ise, oğullarının 15 Temmuz sonrasında asker olmaya karar verdiğinin altını çizerek, “ Göğsümü gerdim dedim oğlum gitmiş vatan uğruna şehit olmuş. Bir sene içerisinde biz kendimize gelene kadar oğluma şüpheli ölüm dediler. Hiç araştırıp soruşturmadan devlettir dedik devlet kimsenin hakkını yemez dedik. Yine de devletimizin kimsenin hakkını yemez. Bunun bilincindeyim. Devletimizin de haberi yoktur içimizdeki hainlerden dolayı. 15 Temmuz da bile benim oğlum kör kurşuna hedef olacaktı. Meydanlara çıktı. Anne dedi ben gideceğim uzman çavuş olacağım. Askerlikten gelmeyeceğim dedi. Gitti Suriye’de görevdeydi” dedi.
“Umarım hiçbir aileye oğlunuz şehit değil intihar etti diye demezler”
Oğullarının mühimmat patlamasında şehit olduğunu ve daha sonra ise intihar olduğunu öğrendiklerinde çok acı çektiklerini dile getiren anne Önal, “ Mühimmat patlaması dediler oğlumu bana şehit olarak getirdiler. Göstermediler. Görmeye dayanamazsın annem dediler. Götürdüm oğlum kara toprağa yatırdım. Şimdi bana nasıl oğlun intihar etmiş derler. Bir savcı bana bunu nasıl söyler. Buna hangi acı dayanır. Biz göğsümüzü gererek şehit verdik. Sevindik, selam verdim ben askerlerime. Umarım kimse demez hiçbir aileye oğlunuz şehit değil intihar etti diye. Biz inanıyoruz şehittir. Bunu araştırıp, öğrenmek istiyoruz. Ben bu acıya dayanamam. Bana oğlum şehittir desinler. İntihar demesinler. Araştırmalarını istiyorum. Bir savcı bize bunu söyledi. Başka bir anneye söylemesinler” diye konuştu.