Türkiye günlerdir, futbolda vurgun olayını konuşuyor...
Fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera gibi ünlü isimlerin de olduğu çok sayıda kişiyi dolandıran Seçil Erzan, tutuklandı.
Erzan'ın tutuklanmasının ve ifade vermeye başlamasının ardından ise detaylar iyice ayyuka çıktı.
Dolandırıcılık yapmadığını söyleyen ve işin içine Denizbank'ı da dahil eden Erzan'ın nasıl enselendiği belli oldu.
“Fatih Terim Fonu” olarak anılan olayın ortaya çıkmasını sağlayan ilk şikayeti yaptığı ifade edilen iş adamı Atilla Baltaş'ın Avukatı Ümit Karadağ yaşananlara ilişkin konuştu.
Para vermekten vazgeçti, olay çözülmeye başlandı
Karadağ, Baltaş'ın teslim ettiği ve Semih Kaya'ya ulaşan çantada GPS bulunmasına ilişkin iddialara da yanıt verdi. Avukat Karadağ, GPS'in geçmişte yaşanan bir hırsızlık dolayısıyla çantada bulunduğunu anlatırken, o hırsızlığa ilişkin şikayet dilekçesine ise İhlas Haber Ajansı ulaştı. Müvekkilin Erzan'a yaklaşık 5 milyon dolar daha vermeye hazırlandığını ancak kendilerinin bu fikirden vazgeçirdiğini söyleyen Karadağ, Baltaş'ın arkadaşı bir başka iş adamının ise son anda para vermekten vazgeçtiğini aktardı.
Seçil Erzan: Bir para gelecekti olaylar olmayacaktı
Yaşananlara ilişkin konuşan iş adamı Atilla Baltaş'ın Avukatı Ümit Karadağ, “Müvekkil Fatih Terim'i tanımaz, sadece banka müdürünün böyle bir söylemi neticesinde Fatih Terim Fonu varmış gibi hareket etmiş. Müvekkilim muhafazakar bir kişiliğe sahip ve bugüne kadar gerek kendi gerek şirketi adına hiçbir vadeli, faiz getirili hesabı yok. Seçil Erzan da bunu biliyor ve fon getirisi olarak söyleyerek böyle ikna ediyor. Savcılığa sunduğumuz belgelere dikkat edilince basına yansıdığı gibi yüzde 253 fonlar ya da 500 getiriler böyle oranlar yok. 1,5 milyon dolarlık verilmiş bir para sadece 23 bin dolar vade sonunda getirisi.
BDDK raporunda da aslında buna bir işaret var, herkesin somut durumu ayrı. Nisan ayının başında müvekkillerimi ziyaret ederim, orada müvekkilim bu konuyla ilgili danıştı. Verdiği evrakları avukat olarak inceledim hatta şöyle de bir gelişme oldu; 5 milyon dolara yakın para da tarafıma teslimle bankaya teslim edilmek üzere böyle bir girişimi oldu fakat biz bunu kabul etmedik. Seçil Erzan'ın ilk duruşmada 'Bir para gelecekti o para gelseydi bu olaylar ortaya çıkmayacaktı' dediği para da oydu. Bu şekilde müvekkilimin mağduriyetinin aslında büyümesinin de önüne geçmiş olduk.
Daha sonra müvekkilimin parayı çekmek istemesi, bankanın vermemesiyle parayı alamadık. Başka bir banka şubesinden teyit alamadık ve böyle bir fonun olmadığı aslında bunun Seçil Erzan'ın bir hayal ürünü olduğunu anlamamız üzerine 7 Nisan günü gerek bankaya bir ihtar yollayarak bankayı bilgilendirdik gerekse de aynı gün Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat ederek suç duyurusunda bulunduk. Bülent Çeviker isimli mağdur da meslektaşımızdan aldığımız bilgiye göre aslında 7 Nisan Cuma günü Savcılığa geliyor fakat mesai saatlerine yetişemiyor. Kendisi de 11 Nisan itibariyle suç duyurusunda bulunmuş oluyor.
Birçok kişi açısından bu olayı ortaya çıkararak mağdur olmalarının önüne geçtiğimizi düşünüyoruz. Müvekkilimin paralarını alamadığını geçenlerde Arda Turan'ın olduğu söylenen bir ses kaydı ve bunun dökümü dosyaya yansıdı, ‘Parasının çoğunu alamadı' gibi bir söylemde bulunuyor. Atilla Baltaş konusunda tefeci mi başka bir şey mi şeklinde karalayıcı paylaşımlar da oldu müvekkilim kesinlikle tefeyi bırakın faiz getirisi dahi olan bir hesap sahibi değildir” dedi.
"GPS'yi çantanın içinde görmemesi zaten söz konusu değil"
Atilla Baltaş'ın verdiği para dolu çantada GPS'in bulunması ve çantanın Semih Kaya'ya ulaşması konusuyla ilgili konuşan Avukat Karadağ, “GPS çok konuşuldu, benim müvekkilimin Seçil Erzan'ın parayı ne yapacağı ya da kime vereceğiyle ilgili ‘Acaba ne olacak' gibi bir şüpheyle yaptığı bir olay değil. Hem GPS'yi hem önceki suç duyurumuzu beraber savcıya sunacağız, müvekkilimin bir çantası çalındı. O olay sonrasında daha yüklü bir para, daha büyük bir mağduriyete neden olmasın çünkü müvekkilim iş adamı ve restoranlardan, fabrikalardan para toplanıyor. Bir bilgi kirliliği oldu sanki GPS'yi müvekkil bu olayı biliyor da şüphelenmiş gibi adeta değerlendirildi bunu bütün kamuoyuna iletmiş olalım. Bir önceki olay nedeniyle tamamen tedbir amacıyla konulmuş bir cihaz. Bunu gizli şekilde yapsaydık zaten GPS'in üstünde marka ibaresi var, bunu bir kişinin çantanın içinde görmemesi zaten söz konusu değil” şeklinde konuştu.
"Sevgili iddiasını Seçil Erzan'a sorduk"
GPS'in bulunması üzerine Seçil Erzan'ın eski futbolcu Semih Kaya'ya Baltaş ile sevgili olduğunu söylediği iddiaları üzerine konuşan Avukat Karadağ, “Semih Kaya GPS'yi fark edince tabi takip edildiğini düşünmüş o da müvekkilimle Seçil Erzan üzerinden iletişime geçmiş. Muhtemelen Semih Kaya'yı ikna etmek için böyle bir şey söyledi ama biz bunu Seçil Erzan'a meslektaşımız vasıtasıyla da sorduk. O da böyle bir şeyi kesinlikle söylemediğini, asla böyle bir söylemde bulunmadığını belirtti. Biz kimseye bir ithamda bulunmamak üzere Semih Kaya'ya ya o anki durumu idare etmek için Seçil Erzan söyledi, Seçil'in iddiasına göre de ‘Ben asla böyle bir şey söylemedim' ki zaten böyle bir şey mümkün değil. Ben Hakan Ateş veya Mehmet Aydoğdu'nun bu işin içinde olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Benim müvekkilim ne futbolcuları ne Fatih Terim'i tanır, şahsi görüşüm Fatih Terim'in de burada lekelendiğini düşünüyorum. Seçil Erzan'ın ne diyeceği, kimin fazla para aldığı önemli, tefecilik iddiasında bulunduğu kişilerin gerçekten tefeci olup olmadıklarının araştırılması anlamında önemli. Paranın nereye gittiğiyle ilgili çeşitli söylemler var, İsviçre'ye Bulgaristan'a gittiği belli şekillerde aklandığı şeklinde. Fatih Terim ile ilgili şikayetçi olup olmaması tabi ki Fatih Hoca'nın kendi takdirindedir, zararını belki de hala tespit edemedi bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
"Para teslim edilseydi süreç devam edecekti"
Müvekkilin vermeyi planladığı yaklaşık 5 milyon doların verilmemesinin hem kendi hem de başka insanların mağduriyetinin önüne geçtiğini söyleyen Avukat Karadağ, “Daha önce böyle bir yatırım yapmamış, müvekkil aslında oradan yanılıyor. Hiç tecrübeli olmadığı bir yatırım alanı, diğer yandan da kendisi arkadaşlarına söylüyor. Seçil Erzan ‘Parası olan varsa onlar da katılabilir' şeklinde söylüyor. Hatta bir arkadaşı geliyor, tam ikna olmak üzereyken vazgeçiyor. Biz bu tanıklarımızı da savcılığa sunacağız. Fakat başka getiren ya da bu fon adı altındaki olaya para veren tanıdığımız yok. Vazgeçen kişi de bir iş adamıydı, orada tereddütler olduğundan değil o an belki de müsait değildi yoksa müvekkilim bir de oradan mahcubiyet yaşayacaktı.
Müvekkilim eğer o parayı teslim etmiş olsaydı 5 milyon dolar, muhtemelen bu süreç sadece biraz daha devam edecekti alacaklılar kimse atıyorum; Bülent Çeviker'in 2 milyon dolar civarında alacağı vardı diye hatırlıyorum, o şikayetçi olmayacaktı çünkü parasını tahsil etmiş olacaktı. Muhtemelen süreç birkaç ay daha devam edebilirdi, yeni insanlar mağdur olabilirdi. Ben iş insanları bir banka müdürüne güvenmeyecek de kime güvenecek diyorum, banka müdürünün tavsiyesi onlar için de değerli olmuş. Belki de daha başka konular da var, ortaya çıkmadı bilemiyoruz” dedi.