İhmal ve yanlış tedavi suçlamalarının odağındaki İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Profesörü Canan Karatay'a, uyguladığı tedavinin ardından böbreklerini kaybettiğini iddia eden hastanın şikayeti üzerine dava açıldı. BirGün’den Merve Atıcı’nın haberine göre; yemek borusu kanseri tanısı konulan Ceyhun Ülker, 8 Kasım 2024 tarihinde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Ülker’e 2014 yılında Yeditepe Üniversitesi kardiyoloji servisinde yapılan muayeneler sonrası "anjiyo" yapılmasına karar verildi. Anjiyo sonucuna göre kalbe giden 5 damarın yüzde 80-95 seviyesinde tıkalı olduğu ve bunun yaşamsal tehlike içerdiği tespit edilerek "ByPass" önerildi.
2014-2015 yılları arasında sırasıyla farklı hastanelerde birer kez daha anjiyo ve kardiyolojik kontrollerden geçen Ülker’e ayrı ayrı aynı tanı tekrarlanarak ByPass olması gerektiği bildirildi. Bunun üzerine ameliyat için ‘doğru hekimi’ arayan Ülker, 2016 yılında Kadıköy FlorenceNightingale Hastanesi'nde Prof. Dr. Canan Karatay’a muayene oldu.
"ŞEKER HASTASISIN"
Şikayet dilekçesinde yer alan iddialara göre Karatay, muayene sonucu Ülker’e şeker hastası olduğunu söyledi. Karatay, sorunun hastanın yaşam biçiminde olduğunu ve kullandığı tüm ilaçları bırakması gerektiğini kaydetti. Ülker’e yüksek tansiyonu için hafif dozda bir ilaç verdi ve ‘bol tuz’ önerdi.
Karatay tarafından Ülker’e ek olarak da bazı vitamin iğneleri/hapları ve iyot takviyesi verildi. Karatay, Ülker’in kalp-damar probleminin ise cerrahi bir müdahaleyi gerektirmediğini belirtti.
BÖBREKLERİNİ KAYBETTİ
Böbreklerin ne denli iyi çalıştığını belirlemek için yapılan kreatin değeri tedavi başladığında 0,70 aralığında olan Ülker’in, 2016-2019 yılları arasında kesintisiz olmak üzere toplam 4 yıl boyunca devam eden tedavisinin ardından bu değeri 4,6’ya kadar çıktı.
Şikayetçi Ceyhun Ülker'e, bu esnada ikamet ettiği Balıkesir/Aylavalık'ta şiddetli göğüs yanması şikayetiyle gittiği bir Solunum Yolları Uzmanı tarafından düzenli kardiyolojik destek önerildi.
Durumu bildirdiği Karatay, Ülker'e bir Nefrolog’a (böbrek hastalıkları uzmanı) görünmesi gerektiğini belirtti. Tedavinin sona erdiğini söyleyen Karatay, kendisinin yapabileceği bir şeyin kalmadığını belirtti. Nefrolog desteği ve tedavisi almaya başlayan Ülker’e böbrek yetmezliği tanısı konuldu. Ülker ardından böbrek nakli oldu. İlerleyen dönemde ise kanser tanısı aldı.
"YÜKSEK MİKTARDAKİ TUZ BÖBREKLERE GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN HASAR VERDİ"
Şikayet dilekçesinde böbrek yetmezliğine ilişkin hekim tanısı şu ifadelerle aktarıldı:
"Gelinen aşamada müvekkile, konulan hekim tanısı; Böbrek yetmezliği, uzun süre göz ardı edilen yüksek tansiyon ve buna bağlı olarak gelişen ve ciddiye alınmayan /müdahale edilmeyen Kreatinin düzeyi artışlarının, yiyeceklerde kullandırılan yüksek miktardaki tuzun böbreklerinde geri dönüşü olmayan hasarlar verdiği, ayrıca uzun yıllar aralıksız olarak kullanılan vitamin iğneleri ve hapların toksik etkiye neden olduğunu tespit ederek bir an öncea diyaliz-böbrek plantasyonu sürecine girmesi gerektiği yönündedir."
KARATAY’IN MESLEK İCRASININ YASAKLANMASI İSTENİYOR
Ülker, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesiyle FlorenceNightingale Hastanesi ve Prof. Dr. Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulundu.Dilekçede, "müvekkil aydınlatılmadan uygulanan sıra dışı tedavinin olası sonuçları hakkında bilgi vermeksizin yapılan hatalı ve kusurlu tedaviler nedeniyle" şüphelilerin cezalandırılması talep edildi.Şikayet dilekçesinde Ülker’in dört yıl süresince uygulanan yanlış tedavi nedeniyle, ağır düzeyde engellilik hali oluştuğuna ve çalışma gücünü kaybettiğine dikkat çekildi.Karatay’ın "meslek icrasının yasaklanması" talep edilen suç duyurusunda, ayrıca "yaralama ve görevi kötüye kullanma" suçlarından ve Savcılıkça re'sen tespit edilecek suçlardan cezalandırılabilmesi için kamu davası açılması da istendi.