Kadıköy'de esnaf olan Ali Güler isimli vatandaş, yıllar önce bir arkadaşının Osmanlı sarayında aşçıbaşı olarak çalışan dedesinden kalma tarif defterini kendisine hediye etmesi sonrası tercüme ettirerek, 48 çeşit şerbeti özel tarifleriyle hazırlayıp günümüze taşımaya başladı. Güler, özellikle Ramazan ayının da gelmesiyle birlikte hazırladığı şerbetleri ferahlamak isteyenlerin beğenisine sunuyor. Ali Güler'in en büyük amaçlarından birisi de 53 yıl önce dedesi, amcası ve babası tarafından açılan dükkanda, Osmanlı mutfağından çıkan tariflerle unutulan şerbet kültürünü yaşatmaya çalışmak.
“Bir baktım ki bu defter hazine"
48 çeşit şerbet üretimi yaptığını belirten Ali Güler, “Yıllar önce bir arkadaşım, bana bir defter getirdi. Bu defter senin hakkın diyerek bana hediye etti. Bana hediye edilen defterin ne olduğunu sorunca ise arkadaşımın babasının dedesinden kalan ve Osmanlıca yazılmış şerbet tariflerinin yer aldığını söyledi. Defteri aldıktan sonra yıllarca hiç kullanmadım. Aradan geçen uzun bir süre sonra başka bir arkadaşım, bana demirhindi şerbeti getirdi. Bana hediye gelen şerbet sonrası defter aklıma geldi. Osmanlıca yazılan tarifleri iki kişiye tercüme ettirdim. Bir baktım ki defter hazine” dedi.
“600 yıllık bir şerbet kültüründen bahsediyoruz”
Şerbetlerin lezzetlerinin yanı sıra şifa kaynağı da olduğunu belirten Güler, “Osmanlı şerbetlerinin püf noktası içerisinde 38 çeşit baharat olmasıdır. Osmanlı mutfağı en az yemekleri kadar şerbetleri adına da ayrı bir zenginlik taşıyor. O dönemde her çiçeğin her bitkinin neredeyse şerbeti yapılmış. Ayrıca bu şerbetler her biri ayrı şifa deposu. 600 yıldan bahsediyoruz. Kültürümüze sahip çıkmış olsaydık, bugün dünyada Osmanlı şerbetlerinin bir namı olacaktı. Evlerde gazlı içecekler nasıl tüketiliyorsa, bir o kadar da şerbetler tüketilirdi. Bu nedenle biz de 600 yıllık şerbet kültürümüzü gerçek tarifleriyle üreterek yaşatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.