Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin bir taraftan yangınla bir taraftan da sel ile mücadele ettiğini söyleyen Erdoğan, “Tüm bakan arkadaşlarımız, AFAD şuanda oradalar. Kurumlarımızla birlikte çalışmalarını devam ettiriyorlar. Az önce arkadaşlarla konuştuk, 'oralardan ayrılmayacaksınız' dedik. Çatı katından, damlardan helikopterlerimizin kurtardığı insanlar var. Bununla birlikte tabi karayollarındaki gelişmeler var. Bu vesileyle tüm vatandaşlarıma bir şey hatırlatmak istiyorum darda zorda kalmadıkça ulaşıma adeta kapalı sayılabilecek karayollarını tercih etmeyin. Her an heyelan olabilir, o yollarda geçerken bu heyelanlarla birlikte Allah göstermesin trafik tıkanıklığı ötesinde tehditler olabilir. Bu tehditlerin içerisinde tabii ki can güvenliği olayı var. Nereden yol veriliyorlarsa oralardan gitmek en isabetli olacaktır" dedi.
“Orman yangınlarıyla alakalı olarak şu anda farklı bir güce eriştik”
Orman yangınlarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yangınların çıkış nedeni olarak bütün ihtimaller üzerinde çıkış anından itibaren durduk. Orman yangınlarıyla alakalı olarak şuanda hakikaten farklı bir güce eriştik. Bu gücümüz yangın söndürmede başarı oranımızı ciddi manada artırdı. Helikopterlerimiz çok çok büyük fonksiyon icra ettiler. Uçaklar çok büyük fonksiyon icra ettiler ediyorlar. Yüzlerce arazöz arazide dolaşıyor. Onlarca helikopter dolaşıyor, aynı şekilde uçaklar dolaşıyor. Yaptıkları sortilere bakıyorsunuz çok çok fazla. Bunu görmeyecek kadar bunlar ama" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yangınlarla mücadele konusunda 2 asra yaklaşan kurumsal bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek, bunun yanı sıra teknolojik alt yapıya da sahip olduğunu bildirdi. Son 19 yılda yangınla mücadelede kara ve hava araçlarının yenilenerek sayılarının artırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Arazöz sayısını yüzde 70 artırarak bin 78’e çıkardık. Araç parkında olmayan su ikmal araçlarından 281 tane daha aldık. 2 bin 270lik müdahale aracı aldık. İş makinesi parkımızı yüzde 125 büyüterek 682'ye çıkardık. Yangınla mücadele hava filomuzu çok daha verimli hale getirdik. Yangın söndürme uçaklarımızın su atma kapasitesi artırıldı. Coğrafyamızda yangın söndürmede en önemli hava aracı olan helikopterler 2002 yılında 18 adetken 2021 yılında 39'a çıkardık ama bu süreçte bu rakam 60'a yaklaştı. Helikopterlerle çok ciddi işler gördük" diye konuştu.
“Yangınlarda ilk defa kullanmaya başladığımız İHA'lar sayesinde ilk müdahaleyi 12 dakikaya indirdik”
Türkiye'nin yangına müdahalede önemli bir noktada olduğunun altını çizen Erdoğan, "Rusya'dan3 tane aldık bu süreç içerisinde. Önümüzdeki yıl daha farklı bazı düşüncelerimiz var. Önümüzdeki yıl belki kendimize ait uçağımızı satın alacağız. Şu an dünyada yangına en kısa sürede müdahale eden ülke konumuna girdik. Yangınlarda ilk defa kullanmaya başladığımız İHA'lar sayesinde ilk müdahaleyi 12 dakikaya indirdik. Termik santraller bizim için hakikaten en büyük felaket noktalarıydı ve bu termik santrallerde olaya müdahale imkanını süratle yakaladık" dedi.
"Bütün ekibimizle kahramanlarımızla burada başarılı olduğumuza inanıyoruz"
“Yangınla mücadele ederken tüm imkanları seferber ediyorsunuz” diyen Erdoğan, “Yangının içinden çıkan itfaiyecimizin halini siz de izlediniz kendini ölüme feda eden bir kahraman yetersiz kalmak bunun tanımı nedir? Bakanlarımızsa 6 bakanım her an orada oldu. İtfaiye ekiplerimiz orada oldu. Bunun yanında tüm kurumlarımız orada oldu. Bunu söyleyenler bunu nereden izlediler. Ben size farklı rakamlar verebilirim. Yangının bu noktada ilk defa kullanmaya başladığımız İHA’lar sayesinde 12. Bunu söyleyenler buralarda nasıl zamanlama yapıldı, nasıl böyle bir sürate ulaşıldı bunu biliyor mu bilmiyorlar. İftira at iz bırakır. Bütün ekibimizle kahramanlarımızla burada başarılı olduğumuza inanıyoruz. Yangınlarla mücadelede toplam 18 su atar uçak, 66 helikopter, 9 İHA, 1 insansız helikopter, 850 arazöz ve su tankeri, 430 iş makinası ve yaklaşık 5 bin 250 personel görev yaptı" dedi.
"Birinci yılın sonunda konut teslimine başlayacağız"
Yangından etkilenen vatandaşlar için ilk günden çalışmalara başlandığını bildiren Erdoğan, “İlk gün hemen zarar tespit komisyonlarını devreye soktuk. Bu tespit başlarken durumu çok kritik olan vatandaşlarımıza Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız hemen inşaatı başlattı. Bizim programımız bir ay içinde inşaatların başlatılmasıyla ilgili talimatın verilmesiydi. Bu konuda TOKİ işini yüklendi, süratle bir ay içerisinde inşaata başlayacağız. Hedefimiz; bir yıl içinde bitirmek bir yıl sonunda yanan konutları en uygun şekilde en uygun yerlerde yapıp bitirmek. Bu konuyla ilgili bakanlığımız adımlarını atmış, peyderpey başlamış vaziyette. Süratle bölgelerde adımlarımız atıyoruz. Birinci yılın sonunda konut teslimine başlayacağız. Ahırlı evleri ahırlarla yapılacak evlerin planlamasını bakanlığımız yaptı. Bu konuyla ilgili 50 milyon buna ayrılmış vaziyette. 'Ben kiraya çıkabilirim ben ev bulabilirim', bu tür talepleri olan varsa kiralarını vermek suretiyle buradan çıkabilirler" ifadelerini kullandı.
“Son yangınlardan sonra bu bölgeleri hızla ağalandırmaya başlayacağız”
Yanan orman alanlarının imara açılması söylemlerine yönelik konuşan Erdoğan, bu durumun Anayasa'nın 169'uncu maddesinde çok açık bir şekilde yer aldığını belirterek yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirileceğini belirtti. Yanan alanlarda farklı bir düzenlemeye gidilemeyeceğini aktaran Erdoğan şunları söyledi:
“Orada bir yapılanmaya gidemezsiniz. Bu yerlerde tarım ve hayvancılık da yapılamaz. Yanan alanların nasıl ağaçlandırıldığı ortada. Son yangınlardan sonra bu bölgeleri hızla ağalandırmaya başlayacağız. Bizim 19 yıllık iktidar dönemimizde yapmış olduğumuz ağaç dikimi 5 buçuk milyar adet. Vatandaşlar 'Bay Kemal'in yalanlarına itibar etmesin. Yanan ormanlarımız küllerinden yeniden doğacak. Bu alanlar en verimli şekilde ağaçlandırılacak, yeniden orman olacak. Ben İstanbul’da belediye başkanlığı yaptım. İstanbul’da ben belediye başkanlığını CHP'den aldım İstanbul kuraktı o zaman, biz geldik süratle ağaçlandırdık. Üstelik yetişmiş ağaçlarla ağaçlandırdık. 6 ay içerisinde ne olduğuna İstanbullular şaşırdı. Suyu da yok İstanbul’un. İktidara geldiğimiz günden beri orman varlığını artırmaya yönelik çalışmalarımız yeşil vatanımıza ne kadar önem verdiğimizi açıklıyor."
"Türkiye 2015 yılında orman varlığını artıran ülkeler sıralamasında dünyada 46’ncı sıradayken 2020 yılında 27’nci sıraya yükseldi" diyen Erdoğan, Türkiye'nin en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında dünyada birinci olduğunu ifade etti.
“Çok açık ve net konuşmam lazım. THK devletin bir kurumu değildir”
THK uçaklarıyla ilgili tartışmalara yönelik de konuşan Erdoğan şunları söyledi:
“Çok açık ve net konuşmam lazım. THK devletin bir kurumu değildir. Bunu vatandaşlarımız bilmiyor. Vatandaşlarımız THK’yı devletin bir kurumu sanıyor. Vakıflar dernekler vs. varsa o da bunlardan biri. THK uçaklarına yönelik tartışma yeni bir tartışma değil" dedi.
“O dönemde kurumun arkasında CHP zihniyeti vardı, şimdi çıkıp THK'yı çalıştırmıyor diyorlar”
THK uçaklarının bakımını yaptırmayanların THK'nın eski yöneticileri olduğunu söyleyen Erdoğan, “THK devletin bir kurumu değildir. THK'nın elindeki uçaklara dair tartışma yeni bir tartışma da değil. Birkaç yıl önce kurumun elindeki uçakların yetersiz olduğunu, THK'nın mezarlığa döndüğünü söylemiştim. THK yetkilileri gerekli adımları atmadığı gibi çalışır durumdaki uçakların da bakımını yaptırmayarak hepsini çürümeye terk etmişler. Bunların 3 tanesi pert, 6 tanesi 'eh'. THK 1985'ten itibaren Orman İdaresi'ne yangın söndürme hizmeti vermiş. Bunun için de karşılığında çok ciddi bedeller almış devletten. Ama filosunu genişletme, mevcut uçaklarını modernize etme derdi olmamış. O dönemde kurumun arkasında CHP zihniyeti vardı. Şimdi çıkıp THK'yı çalıştırmıyor diyorlar. THK'yı çalışamaz hale getiren sizsiniz. Kurumun içine düştüğü durumu kurumu bu hale getirenlerin kara propagandalarıyla hükümete yöneltme çabalarını hayretle izliyorum" ifadelerini kullandı.
Afet Bakanlığı kurulup kurulmayacağına yönelik soruya Erdoğan, şöyle yanıt verdi:
"Bakanlık dediğiniz zaman çok büyük işler yapar anlamına gelmez. Önemli olan kurumların çok güçlü olması. Şu anda AFAD adeta bir bakanlık gibi çalışır halde ve İçişleri Bakanlığı'na bağlı. Yönetim, ekip güçlü olduğu zaman AFAD'la çok şeyleri yapabiliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle bu durumları biz düşündük. Tarım, Orman ve Hayvancılık şu anda bu işi başarılı şekilde sürdürdüğüne, AFAD başarılı bir yönetim ortaya koyduğuna göre bizim araç gereç vesaire ihtiyaçlarımız olması halinde onlarla takviye ederiz" dedi.
“Ofisini açacaksın, vergini ödeyeceksin, açmadığın takdirde bedelini ödeyeceksin”
Sosyal medya işle ilgili bir düzenleme yapılması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal medyaya ben hiç olumlu bakmıyorum. Meclis'in açılmasıyla birlikte sosyal medyaya yönelik bir çalışma yapılması gereğine inanıyorum. Bunlar salim akılların veya aklı selimlerin hedefini saptırtıyor. Amerika'da bir Twitter olayı nelere vesile oldu. Türkiye'de senin ofisin yok, görevlendirdiğin elemanın yok. Öyleyse bunlara bunun bedelini ödetmemiz lazım. Ofisini açacaksın, vergini ödeyeceksin, açmadığın takdirde bedelini ödeyeceksin. Gerçek dışı bilgi ve haberlerle leke sürmeye çalışıyorlar. Bu yıkıcı faaliyetleri yapanlara bakıyor ve hiç şaşırmıyoruz. Hiç şaşırmadığımız gibi 'Bir bedeli olsun artık' diyoruz" açıklamasında bulundu.
“Onların gelişiyle 64 helikopter görev yapmış oldu”
Yangınla mücadelede uluslararası desteklere ilişkin konuşan Erdoğan, "Başta Rusya, Azerbaycan, İran, daha sonraki safhada AB'den İspanya desteklerini verdiler. Bu süreçte aynı şekilde yangın sürecinde onlarca ülkeden destekler geldi. Ukrayna sağ olsun desteğini verdik, ayrıca Ukrayna 3 tane uçak gönderirken 4 tane helikopter ile devreye girdi. Kazakistan, Gürcistan'dan destekler geldi. Bu uçaklar ve helikopterler farklı noktalardaki yangınları söndürme çalışmalarında aktif kullanıldı. Onların gelişiyle 64 helikopter görev yapmış oldu. Bu işimizi ciddi manada kolaylaştırdı. Yangın sürecinde onlarca ülkeden geçmiş olsun ve dayanışma mesajları aldık" diye konuştu.
“Hiçbir dijital mecra hukuktan azade değildir”
Sanatçılar girişimine ve bir internet platformunda başlatılan kampanyaya ilişkin ise Erdoğan, “Onların mesleği sanat. Hangi sanatsa sanatlarını icra etsinler, biz de onların başarı oranına göre saygı duyalım. Ama kalkıp da erken seçimmiş, şu andaki başkanlık sistemi doğru değilmiş, o bizim işimiz. Ömrümüzü bu işe verdik, siz anlamazsınız o işten. Hiçbir dijital mecra hukuktan azade değildir. Onlar da gereği gibi bunun bedelini ödeyecektir. Takma isimlerin arkasına saklanarak kişilere iftira, hakaret edilmesine, milli-manevi değerlere küfredilmesine, ayaklanma çağrılarına hiçbir şekilde müsaade etmeyiz, yargı sistemimiz de müsaade etmez. İtibar suikastı, hedef gösterme, ne ararsan bunlarda var. Planlı, programlı olduğu çok bariz olan bu tür kampanyalarla halkımız tahrik edilmeye çalışılıyor" ifadelerini kullandı.
“Herkes şunu da bilsin ki Türkiye yol geçen hanı değildir”
Türkiye'nin göçmen politikasına ilişkin değerlendirmede bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce biz biliyorsunuz göçmenlerle ilgili en önemli adımı Suriye'de attık. Göçmenlerle ilgili en önemli adımı Suriye'de attık. Suriye'den bize 4 milyona yakın göçmen geldi. Biz bunlara kapılarımızı açtığımız gibi bunlar içerisinden hakikaten meslek, sanat sahibi olan birçok Suriyeli de bizde vatandaş oldu. Afganistan durumu biraz daha farklı. Bizim şu anda gerek İran kapısından, gerek Irak'tan duvarlarımızı ciddi oranda yükseltiyoruz. Buralardaki yükselen duvarlar düzensiz göçün ülkemize girmesini engellemek için. Tamamıyla sınırlarımız bu surlarla, duvarlarla örülüyor. Bu son gelişmeler gerçekten Afgan halkının içine düştüğü durum çok sıkıntılı. Taliban'la bunların yaşadığı süreç çok sıkıntılı. Bu konuda da bazı çalışmalar yapıyoruz. Taliban'la bazı görüşmelere varıncaya dek şu an da ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki ben bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir. Bizim bu tür şeylerde eğer üst düzeyde bunları kontrol altına alamazsak bu defa Afganistan'daki barışı sağlamamız da mümkün olmaz. Afganistan'da kendi soydaşlarımız durumunda olanlar da var. Bazı adımları atıp yanımıza kimleri alabiliriz, onların çalışmasını yapıyoruz. İlgili üst düzey yönetici arkadaşlarımı yurtdışına gönderdim bununla ilgili olarak. Aynı şekilde Katar'la bu akşam görüşmem oldu. Her şeyi savaşla, askeri olarak halledeceğiz diye bir şey yok. Askeriyenin veya savaşın geçerli olduğu yer var, bir de siyasetin, diplomasinin geçerli olduğu yer var. Benim siyaset anlayışım nereye kadar muvaffak olabilecekse orayı bizim başarmamız lazım. Şu anda Afganistan'da bu konumdayız. 35 milyon nüfusu olan bir ülke. Herkes şunu da bilsin ki Türkiye yol geçen hanı değildir. Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil. 2021 yılında şu an itibarıyla 253 bin 300 civarında düzensiz göçü engelledik. 85 kilometrelik duvar çalışması İran sınırımızda devam ediyor. 79 km boyunca kamera ve algılayıcı sistemler inşa edildi. Düzensiz göç hareketleri sürekli olarak kamera sistemleriyle izleniyor. Bunun yanında termal kameralarla gece geçişleri önlenirken İHA'lar vasıtasıyla sınırlarımız kontrol altında tutuluyor. Emniyet ve Jandarma tarafından sınır bölgelerimize ve düzensiz göç rotası olarak belirlenen bölgelere ilave ekipler sevk edilmiştir. Bütün bu tedbirleri düzensiz göçü engellemek için alıyoruz. Birileri de içeride maalesef bu işi kabartmak için yalanla beraber bu adımları atıyorlar."