Türkiye Ekspres Haber | Son Dakika | Güncel Haberin Adresi

Hindistan'ın koronavirüs kabusu bitmiyor

DÜNYA

Dünyanın içini acıtan haber ve görüntülerin geldiği Hindistan, daha birkaç ay önce koronavirüsün kontrol altına alındığı, kitle bağışıklığının oluştuğu ülkeler arasında sayılırken bu parlak tablo kâbusa dönüştü.

Dünya günlerdir Covid-19'un pençesi altında kıvranan Hindistan'la yatıp Hindistan'la kalkıyor. Ülkede günlük yeni vaka sayıları 400 bine yaklaşırken her gün neredeyse 4 bin kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu sayıya hastanelerde yer olmadığı için Covid-19 teşhisi konmadan evinde ölenler dahil değil. Can kaybı öyle bir seviyeye ulaştı ki 24 saat çalışan krematoryumlarda kullanılan metal araç ve gereçlerin erimeye başladığı haberleri, otoparklarda toplu halde yakılan cesetlerin görüntüleri dünya basınında yer aldı.

Dünyaca ünlü Hindistanlı yazar Arundhati Roy'un hafta içi Guardian gazetesinde yayımlanan yazısının başlığı çok can yakıcı. "İnsanlığa karşı işlenen bir suça şahitlik ediyoruz" diyen Roy, Hindistan hükümetinin virüsle mücadele politikalarını ağır bir dille eleştirdiği yazıda Başbakan Narendra Modi'nin Ocak ayında Dünya Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada söylediği şu sözleri aktarıyor:

"Dostlarım, sizlere 1,3 milyar Hindistanlının güven, olumluluk ve umut mesajlarını getirdim. Hindistan'ın dünya genelinde koronadan en fazla etkilenen ülke olacağına inanılıyordu. Hindistan'da korona tsunamisi yaşanacağı 700-800 bin kişinin virüsle enfekte olacağı, 2 milyon Hindistanlının öleceği söyleniyordu.

"Dostlarım, Hindistan'ın başarısını başka bir ülkeyle kıyaslamak doğru olmaz. Dünya nüfusunun yüzde 18'ine sahip olan ülkemiz, koronayı etkili bir biçimde kontrol altına alarak insanlığı büyük bir felaketten kurtardı."

AYLAR ÖNCESİNDEN UYARMIŞLARDI

Aslına bakılırsa Hindistan'da felaket tabir-i caizse bağıra bağıra "Geliyorum" dedi. Örneğin Eylül ayında saygın bilim dergisi Lancet'in başyazısında Hindistan'daki "sahte iyimserliğin" ülkenin Covid-19'la mücadele yönetimini rayından çıkarabileceği uyarısı yapılıyordu. Ancak uyarılar pek etki etmedi ve maalesef kısa sürede tablo bugünkü haline döndü.Guardian'ın aktardığına göre, gerçekten de Eylül 2020-Şubat 2021 tarihleri arasında Hindistan'daki Covid-19 tablosu dünyanın geri kalanını kıskandıracak bir biçimde olumlu seyrediyordu. Yılın en soğuk ayları olmasına rağmen günlük yeni vaka sayıları 4 basamaklı değerlere kadar gerilemişti.

Bilim insanları bu tabloyu açıklamakta güçlük çekiyordu. Hindistan'ın havası etkili olmuş olabilir miydi? Ya da çocukluklarından bu yana birçok aşıyla aşılanan Hindistanlıların bağışıklık sistemleri SARS-CoV-2 virüsüne baskın mı gelmişti? Belki de tüm dünyanın pandemiden çıkışın anahtarı olarak gördüğü kitle bağışıklığına ulaşan ilk ülke Hindistan olmuştu. Bu son ihtimal ülkede üst düzey yetkilileri de oldukça heyecanlandırıyordu. Hatta hükümet bu ihtimali araştırmak için bir çalışma düzenledi. Zaten ne olduysa da bu ihtimalin yaygın bir biçimde kabul görmesi nedeniyle oldu.

Hindistan Eski Sağlık Bakanı Sujatho Rao, "Seçimler yapıldı, dini bayramlar ve diğer her şey tamamen açıldı. Bu çok büyük bir hataydı ve hepimiz bu nedenle çok büyük bir bedel ödüyoruz" ifadelerini kullandı.

Bilindiği üzere, Covid-19'un ilk dönemlerinde en riskli grup yaşlılar kabul ediliyordu. Bu nedenle nüfusunun ortalama yaşı 28 olan Hindistan'da Covid-19 kaynaklı ölüm oranlarının düşük olması bekleniyordu. Ancak ilk dalga sonuçları tahmin edilenden bile çok daha iyiydi.

Örneğin 60 milyon civarında nüfusu bulunan Karnataka eyaletinde yapılan testler Ağustos ayı itibarıyla burada yaşayanların neredeyse yarısının enfekte olduğunu gösteriyordu. Ancak geçen yıl Karnataka'da ölen kişi sayısı 12 binken, aşağı yukarı aynı nüfusa sahip Fransa'da virüs nedeniyle ölenlerin sayısı aşağı yukarı 60 bindi.

Bugün yapılan araştırmalar Hindistan'da o dönemde açıklanan resmi kayıtların çok da güvenilir olmadığına işaret ediyor. Örneğin Washington'da bulunan Hastalık Dinamiği Ekonomisi ve Politikası Merkezi'nin araştırmacılarından Ramanan Laxminarayan, "Hindistan kesinlikle bir istisna değil. Hatta kayıplarımızın çoğu 40-70 yaşları arasında. Bu yaş grubunda ölüm oranlarımız diğer ülkelerden daha yüksek" diyor.

Üç ay önce dünyanın kıskandığı Hindistan bugün tüm dünyanın sorunu haline gelmiş durumda. Ülkedeki yüksek vaka ve ölüm sayıları tüm dünya için bir risk teşkil ediyor. Bu nedenle küresel çapta bir çözüm arayışı için uzmanlar çağrıda bulunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü Baş Uzmanı Dr. Soumya Swaminathan, "Virüs sınırlara, milliyete, yaşa, cinsiyete ya da dine bakmıyor. Şu an Hindistan'da yaşananlar maalesef diğer ülkelerde de yaşandı" sözleriyle bu duruma dikkat çekti.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.