İsveç'in NATO'ya üye olabilmesi için ABD'nin ısrarları sürüyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, günlük basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"İsveç'in gecikmeden, en kısa sürede NATO'ya üye olması gerek"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta, İsveç'in NATO'ya üyelik süreci hakkındaki değerlendirmesinin hatırlatılması üzerine Jean-Pierre, "İsveç'in gecikmeden, mümkün olan en kısa sürede NATO üyesi olması gerektiğine inanıyoruz." dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü, ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsveç'in NATO üyeliği konusunda, "son birkaç aydır olduğu gibi çok açık ve net" olmaya devam edeceğini belirtti.
"Ne kadar erken o kadar iyi. Türkiye ile bunu paylaşmaya devam ediyoruz, ancak paylaşacak bir zaman çizelgem yok." diyen Jean-Pierre, dün aynı konudaki açıklamasına atıfta bulunarak, İsveç'in ilk NATO zirvesinde üye olması konusunda "umutlu" olduklarını yineledi.
İsveç ve PKK bağlantısı
Sözcü Jean-Pierre dün, İsveç'in terör örgütü PKK ile bağlantılı bir tutukluyu Türkiye'ye iade etme kararının hatırlatılması üzerine, "Böylece İsveç, NATO Zirvesi'nde Finlandiya ve Türkiye ile üzerinde anlaşmaya vardığı üçlü Mutabakat Zaptı kapsamında verdiği taahhütleri yerine getirmiş oldu." sözlerini sarf etmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta yaptığı açıklamada, İsveç'in NATO'ya üyelik sürecine dair, "NATO'nun terörle mücadele ayağı nerede? NATO'nun bunu bir defa halletmesi lazım. Bunu halletmedikten sonra Vilnius'ta filan biz kalkıp da el bebek gül bebek diyemeyiz." ifadelerini kullanmıştı.
Çin ile diplomasinin önemini vurguladı
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, ABD'nin Çin Halk Cumhuriyeti ile sorunların çözümü için görüşmelerini sürdüreceğini belirti.
Jean-Pierre, Çin'in dünya ölçeğinde "önemli bir oyuncu" olmaya ve "provokatif adımlar atmaya" devam edeceğini bu nedenle "yoğun rekabetin diplomasiyi gerekli kıldığına inandıklarını" söyledi.
Beyaz Saray Sözcüsü ayrıca, Çin ile gerilimleri yönetmenin, yanlış algılamaları ve yanlış hesaplamaları ortadan kaldırmanın, "sorumluluk sahibi bir yaklaşım" olduğuna inandıklarını ifade ederek, Pekin yönetimi ile "çalışmanın bir yolunu bulmanın" ABD'nin çıkarına olduğunu kaydetti.