Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde iki yıl önce evinin yatak odasında sırtından ve göğsünden kurşunlanmış olarak cesedi bulunan 5 çocuk annesi Esma Yücel'in, madde bağımlısı oğlu Süleyman Yücel tarafından öldürüldüğü belirlendi.
Olaydan sonra kayıplara karışan ve 6 ay gizlendikten sonra 20 Ocak 2022 günü Şırnak'ın Silopi ilçesinde polise teslim olan genç kadının oğlu, annesini vurmadığını iddia etse de gerek babası, gerekse kardeşleri ifadesinde annelerini Süleyman'ın öldürdüğünü belirtti.
Tutuklanan katil zanlısı hakkında “Nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
KAMERA KAYITLARIYLA YAKALI ELE VERDİ
Apartmanın girişindeki güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Süleyman Yücel'in kardeşleri İ.Y. ile U.Y.'yi de yanına alarak binadan çıktığını, kiraladıkları araç ile saat 08.10'da iş yerine gittiklerini, Süleyman'ın iki kardeşini işyerine bıraktıktan sonra 08.38'de geri gelerek tek başına eve girdiğini ve içeride 40 dakika kaldıktan sonra evden çıkarak aynı araçla Silvan ilçesine doğru hareket ederek teslim olduğu güne kadar izini kaybettirdiğini belirledi. Otopsi raporuna göre kadının uzak atış mesafesiyle öldürüldüğü bildirildi.
ANNESİNİ ÖLDÜRMEK İÇİN KARDEŞLERİNİ İŞYERİNE GÖTÜRDÜ
Mahkemede, Süleyman Yücel'in cinayetten sonra 6 ay boyunca gizlendiği ve teslim olduktan sonra cinayeti işlemediğini iddia etmiş olsa da, kamera kayıtlarına göre cinayet saatinde binaya tek başına giriş yaptıktan sonra geri çıkarak izini kaybettirdiği belirtildi.
Olaydan kısa süre önce annesi balkona kısa kollu tişörtle çıktığı için onu döverek gözünü morarttığı, alkol ve uyuşturucu madde kullanarak şiddet uyguladığı annesine “Seni öldürürüm” şeklinde tehdit ettiğinin tanık ifadeleriyle sabit olduğu vurgulandı.
BALKONA KISA KOLLU ÇIKTIĞI DİYE GÖZÜNÜ MORARTMIŞ
Mahkeme, katilin cinayeti işlemek için evdeki kardeşlerini iş yerine götürdükten sonra tek başına eve gelerek annesini öldürdüğünün delilerle sabit olduğu yönünde kuşku bulunmadığını kaydetti.
Mahkeme, sanığın her ne kadar annesini öldüren kişinin kendisi olmadığını iddia etmiş olsa da, kaçarak uzun bir süre saklanması, kamera ve PTS görüntülerine göre, tek başına eve girip 40 dakika sonra çıkmış olması, cinayetten sonra kardeşinden başkasına ait bir hesaba para göndermesini istemiş olması, telefonlarını kapatması, bir cep telefoncuya giderek telefon istemesi ve dükkan sahibi tanığın ne olduğunu sorduğunda, “Şimdilik bir şey bilmesen iyi olur, saklanmam lazım” demesiyle cinayetin asli faili olduğunu vurguladı.
Mahkeme, sanığın annesiyle hiçbir konuşma ve tartışma yaşamadan yatak odasında uyuyan annesini uykuda öldürdüğünün kardeşlerinin ifadeleriyle de sabit olduğunu, otopsi ve ölü muayene raporunda herhangi boğuşma izine rastlanılmadığı için “Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak annesini öldürmek” suçunun sabit olduğunu vurguladı. Sanığın annesi olan maktulü öldürdükten sonra yargılama sürecinde suçunu inkar edip pişmanlık göstermediği için cezasında takdiri hiçbir indirim uygulanamayacağına kanaat getiren mahkeme, sanığı indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
“DELİLLER HUKUKA UYGUN ELDE EDİLDİ, İSABETSİZLİK YOK”
Sanık kararın temyizi için istinaf mahkemesine başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi de, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun elde edildiğini, delillerin tartışılıp kesin, tutarlı, birbiriyle çelişmeyen verilere dayandığı için kararda bir isabetsizlik görülmeğinden başvurunun esastan reddine karar verip dosyayı nihai karar verilmek üzere Yargıtay'a gönderdi.