Manuel çağ, insanların araçları ve ekipmanları elle kullanarak enerji elde ettiği dönemi ifade eder. Bu dönem genellikle tarımın yaygın olduğu ve endüstrileşmenin henüz gerçekleşmediği bir zamandır. 20 yüzyılın sonlarına kadar, manuel hayat devam etmiştir. Günümüzde bu mekaniğin önemli oranda bittiğin, bitmeye yüz tuttuğunu söylemek abartı olmaz.
21. Yüzyıl, akıllı makinelerin, yapay zekânın çağı. Bu yeni çağda teknoloji hızla gelişiyor, insanlar arasındaki iletişim daha da kolaylaşıyordu. Manuel işlerin yerini otomatik sistemler almaya başlamıştı. Ancak bu gelişmelerin insana olan etkisi tartışılıyordu. Bazıları teknolojinin insanların işlerini ellerinden aldığını ve onları işsiz bıraktığını düşünürken, diğerleri teknolojinin insana daha fazla boş zaman ve yaratıcılık fırsatı sunduğunu savunuyordu. Ne olursa olsun, bu yüzyıl uyum sağlamak ve teknolojik gelişmelere ayak uydurmak herkes için önemli hale gelmişti. Neredeyse toplumsal bir inovasyon söz konusu. Makine -insan ilişkisinde büyük bir devrim yaşandı.
Bu çağın şafağında insanlık için birçok fayda sağlayan teknolojik gelişmeler yaşanıyor. Özellikle iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle dünya “küçük bir köy” hâline gelmiştir. İnsanlar artık farklı ülkelerdeki insanlarla rahatlıkla iletişim kurabiliyorlar. Ayrıca, otomatik sistemlerin yaygınlaşması ile birçok zorlu ve tekrarlayan işler insanların sırtından alınmıştı. Ancak, tüm bu gelişmelerin insanlar üzerindeki etkisi hala tartışma konusuydu. İnsanların işlerini kaybetme korkusu, teknolojinin insanların yerine geçmesi endişesiyle birleşince, bazıları gelişmelere karşı çıkıyordu. Ancak, teknolojinin sağladığı fırsatlar ve kolaylıklar düşünüldüğünde, uyum sağlamak ve gelişmelere ayak uydurmak en doğru yaklaşım olacaktı.
Teknolojik gelişmeler sadece iletişim ve iş hayatını kolaylaştırmakla kalmamış, aynı zamanda sağlık sektörü için de büyük faydalar sağlamıştı. Tıp alanında yapılan araştırmalar sonucu, özellikle robotik cerrahi teknolojileri ile çok daha hassas ve güvenli operasyonlar gerçekleştirilebiliyordu. Bu da hastaların daha az risk alarak tedavi olmalarını sağlıyordu. Bunun yanında, tıbbi cihazların gelişimi sayesinde, birçok hastalık erken teşhis edilebiliyor ve tedaviye daha erken başlanabiliyordu. Böylece, hastalıkların ilerlemesi önlenebiliyordu. Teknolojinin sağladığı bu avantajlar, insan hayatını iyileştirme yolunda önemli bir adım olmuştu.
Teknolojinin ilerlemesi sadece iş ve iletişim alanlarını kolaylaştırmakla kalmadı, aynı zamanda sağlık sektöründe de büyük bir dönüşüm yarattı. Tıbbi araştırmalar sayesinde, robotik cerrahi teknolojileri kullanılarak daha güvenli ve hassas operasyonlar gerçekleştirilebiliyor. Bu da hastaların daha az riskle tedavi olmalarına olanak sağlıyor. Tıbbi cihazların gelişimi sayesinde ise birçok hastalık erken teşhis edilerek, tedavi süreci daha erken başlatılabiliyor. Böylece, hastalıkların ilerlemesi önlenebiliyor. İnsan hayatını iyileştirme yolunda sağlık teknolojilerinin sunduğu bu avantajlar, önemli bir adım olmuş durumda.
Akıllı ev sitemleri, manuel çağ sonrasında sağlık sorunları yaşayan insanlar için önemli olanaklar yaratmıştır. Sağlık teknolojileri ayrıca, yaşlıların daha bağımsız ve güvende kalmasına yardımcı olmak için de kullanılıyor. Örneğin, akıllı ev sistemleri, yaşlılara evde daha rahat bir yaşam sunacak şekilde tasarlanmıştır. Bu sistemler, evdeki ışıkları, sıcaklığı ve hatta güvenlik kameralarını kontrol etme imkânı sağlar. Ayrıca, akıllı bileklikler ve diğer taşınabilir cihazlar sayesinde yaşlıların sağlık durumu takip edilebilir. Bu cihazlar, kalp atış hızı, kan basıncı ve diğer önemli verileri ölçerek, yaşlıların sağlık durumlarını takip etmelerine yardımcı olur. Tüm bunlar, sağlık teknolojilerinin yaşlı nüfusun refahını artırmada önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, sağlık teknolojileri hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde de büyük bir rol oynamaktadır. Günümüzde, tıp alanında kullanılan teknolojik cihazlar sayesinde birçok hastalık erken teşhis edilebilmekte ve tedavi süreçleri daha başarılı hale getirilebilmektedir. Örneğin, manyetik rezonans görüntüleme (MR) cihazları sayesinde vücudun iç yapısı görüntülenebilmekte ve hastalıkların teşhisi daha doğru bir şekilde yapılabilmektedir. Ayrıca, robotik cerrahi teknolojileri sayesinde doktorların ameliyatları daha güvenli ve başarılı bir şekilde gerçekleştirmesi mümkün olmaktadır. Tüm bu gelişmeler, sağlık teknolojilerinin insan hayatına pozitif bir etki yarattığını kanıtlar niteliktedir.
Akıllı sistemler ve otomasyon insanın daha az etkili olduğu, “makina yoğun” çağın habercisidir. Araba, uçak, çip vb. üretim merkezlerinde, teknoloji akıllı sistemlere emanet edilmektedir. Keza sanayinin bu aşamasında insanların işsiz kalmaları gibi temel sorunlar da güncelliğini korumaktadır.
Yapay zekâ merkezli bu çağın kurgusu, hayatın yeniden dizayn edilmesi, mesleklerin yeniden tasarlanması, güncelin içinin yeni kavram ve öngörülerle doldurulması gibi bir süreç söz konusudur.
Manuel Çağın kendi pedagojisi, kendi algı biçimleri ve dünya öngörüsü bulunmaktadır. Paradigmanın değişimi ile birlikte akıllı sistemler, akıllı oyunlar, akıllı evler, akıllı şehirler, akıllı okullar günlük hayatımızın bir parçası durumuna gelmiştir. Bundan sonra, eğitim, akademi, bilim alanları bu değişime göre pozisyon alacak ve değişim daha hızlı bir şekilde gelişecektir. “Kurulu düzenin değişimi” alışkanlık kodlarını da hızlıca değiştirecektir. İnsan, daha farklı bir sosyalleşme ve eğitim sürecine tabi olacaktır.
Temel sorun belki de bu “hız”ın yarattığı merkezkaç durumun toplum ve birey üzerinde yaratacağı etkinin ne olacağıdır?
Ferman SALMIŞ